Adanalı işadamlarına CHP’yi anlattı
Manşet Haber 29.03.2013 10:00:26 0

Adanalı işadamlarına CHP’yi anlattı

Adanalı işadamlarına CHP’yi anlattı

kemalkilicdaroglu10 yıldır en az kamu yatırımın yapıldığı, işsizliğin tavan yaptığı Adana’ya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, işadamlarına 'CHP ne düşünüyor onu anlatmak istiyorum...' dedi.

Kılıçdaroğlu Adana’da Ticaret Odası’nda, Ticaret ve Sanayi Odaları ile Ticaret Borsası Başkan ve yöneticileri ile sohbet etti. Esnaf Dernekleri Birliğinde esnaflara sitemde bulunan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, esnafa CHP iktidarında ödediği vergi kadar faizsiz kredi verileceği vaadinde bulundu, çalışanlardan kesilen Sosyal Destekleme Primini de kaldıracağını açıkladı.

 

Sabancı Holding’e ait SASA Fabrikasında işçilerle öğle yemeğinde buluşan CHP Genel başkanı Kılıçdaroğlu, Seyhan Oteli’nde partisinin İş Dünyası Diyalog ve Dayanışma Birimi'nce organize edilen 'İş Dünyası ve Meslek Örgütleri Sorunları ve Çözüm Yolları' konulu toplantısında 700’ü aşkın sanayiciler ve meslek örgütleri temsilcileriyle sohbet etti.
Kılıçdaroğlu, sürdürülebilir büyümenin tek yolunun üretmekten geçtiğini, Türkiye'nin ekonomik göstergelerinin sürekli gerilediğini belirtti. Kılıçdaroğlu, sürdürülebilir büyümenin para, vergi, teşvik ve bütçe politikalarının üretim endeksli olmasının şart olduğu belirtti, 'Eleştirmek kolay! Ben şimdi size bu CHP ne düşünüyor, sanayici, ekonomi için ne düşünüyor, onu anlatmak istiyorum.” Diyerek şöyle konuştu:

“ Türkiye'nin mukayeseli öncelikleri olan üç temel konu var. Bunlardan birincisi tarımdır. Türkiye tarım açısından olağanüstü zengin bir ülkedir. Dünyada bazı bitkilerin üretimi sadece Türkiye'de vardır. Bu kadar zengin bir ülkeyiz biz. Ama tarım konusunda Hollanda ile Türkiye'yi kıyaslayacağım. Hollanda, Konya'dan küçük. Bir yıllık tarım ürünü ihracatı 80 milyar dolar. Bizim ihracatımız 12 milyar dolar. Cari açık nasıl kapanacak diyoruz. Niye tarımı ayağa kaldırmıyoruz? Ne eksiğimiz var? Toprağımız mı eksik? Yok. Çiftçimiz mi eksik? Yok. O da var. Ben 2 yıl önce gelip şöyle bir toplantı yapsaydım ve size şunu söyleseydim; değerli iş insanları bu ekonomik politika yanlıştır. Emin olun 2 sene sonra bu ülke saman ithal edecektir. Siz herhalde diyecektiniz ki; 'Yahu şu genel başkana bak bu kadar da olur mu? Türkiye saman mı ithal eder?' diyecektiniz. Şimdi ne yapıyoruz, saman ithal ediyoruz. Mucize... Mucize güzel bir şey. Keşke büyüsek, kim korkar büyümeden. Eğer bir hayvancılık ülkesi olan Türkiye, bir dönem Ortadoğu'yu besleyen Türkiye kurbanlık koyun ithal ediyorsa, oturup düşünmeniz lazım. Ne oldu bu insanlara. Hollanda tarım ürünü ihracında dünya 3'üncüsü. Biz 12 milyar dolar. Bakın ithalattan söz etmiyorum. Buğday, pamuk dahil ithal ediyoruz. 2.8 milyon hektar arazi son 10 yılda tarımın dışında kaldı. İnsanlar üretmiyorlar, çünkü insanlar zarar ediyorum, niye ekeyim, biçeyim. Demek ki; tarıma özel bir önem vermek zorundayız. Neden, tarımın ithal girdisi çok düşük. Her şey bu topraklarda var. O zaman neden biz ithal etmediğimiz bir şeyi kendimiz üretmiyoruz?

'LOJİSTİK DEĞERLENDİRİLMİYOR'

'Mukayeseli üstünlük alanlarımızdan ikincisi lojistik. Türkiye olağanüstü bir coğrafyada, bir köprü gibi. Asya ile Avrupa arasında... Lojistik sektörüne değer veriyor muyuz? Mersin'deki başkanımız 'K1, K2 belgesine dünyanın ücretini istiyorlar' dedi. Şoförler perişan. Herkes biliyor perişan olduğunu. Neden kamyon şoförleri 10 numara yağ kullansın. Hiç düşündük mü? Lojistikte üstünlüğümüz var böyle bir coğrafyada. Avrupa'dan alıyorsunuz, Anadolu'ya geçiyorsunuz, her yere gidiyorsunuz. Bu da değerlendirilmiyor. Burada ithalat var mı, yok. Sadece dolar gelecek. Ama yapmıyoruz. Yaptırmıyorlar bize.'

Üçüncü mukayeseli üstünlüğümüz insan potansiyeli. Nüfusumuzun yüzde 50'si genç. Yüzde 55-60'ı 30 yaşın altında. Olağanüstü bir dinamizm katıyor Türkiye'ye. Bu insanlara değer veriyor muyuz? Hiç vermiyoruz. Eğitiyor muyuz? Eğitmiyoruz. Ve sınıfta kalıyoruz. “
CHP Genel Başkanı yaklaşık 3 saat süreyle Adanalı işadamları, oda ve meslek kuruluş temsilcileri ile görüştü, soruları yanıtladı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°