ADANALI  ÖĞRENCİLER DARÜŞŞAFAKA’DA OKUYACAK
Manşet Haber 15.10.2016 00:28:10 0

ADANALI ÖĞRENCİLER DARÜŞŞAFAKA’DA OKUYACAK

ADANALI ÖĞRENCİLER DARÜŞŞAFAKA’DA OKUYACAK

Adana’dan bu yıl Darüşşafaka sınavına girerek üstün başarı gösteren Nilsu Çınar, Eylül Su Avcı, Muhammet Hidayet Bulut, Ömer Herek ve Tuğçe Karslı eğitimlerine başladı.
Darüşşafaka maddi imkânları yetersiz, annesi veya babası hayatta olmayan çocuklara 5. sınıftan lise mezuniyetine kadar tam burslu ve yatılı eğitim veriyor. Öğrencilerine kaliteli eğitim, sosyal gelişim ve sıcak bir yuva ortamı sağlamayı hedefleyen ve ülkenin köklü eğitim kurumlarından biri olan Darüşşafaka’da okuyan öğrenciler iyi düzeyde İngilizce öğreniyor, her öğrenci bir enstrüman çalıyor ve bir spor dalı ile ilgileniyor.
“81 İLDEN 81 ÖĞRENCİ”
Türkiye’nin en uzun soluklu ve katma değeri yüksek eğitim projelerinden biri olan, Türkiye İş Bankası’nın Darüşşafaka ile birlikte yürüttüğü “81 İlden 81 Öğrenci” projesi 9. öğretim yılına girdi. Bu kapsamda, Darüşşafaka’ya girmeye hak kazanan 81 öğrencinin yatılılık ve diğer tüm eğitim giderleri İş Bankası tarafından karşılanıyor. 2008-2009 eğitim öğretim yılında başlanan projede İş Bankası’nın okuttuğu çocuk sayısı 565’e ulaştı.
Darüşşafaka ile İş Bankası işbirliğinin temelleri 1939 yılında atıldı. Erzincan’da meydana gelen deprem sonrasında İş Bankası 83 depremzede çocuğun Darüşşafaka’daki eğitim giderlerini üstlendi. 77 yıl önce başlayan bu işbirliğini uzun soluklu bir sosyal sorumluluk projesine dönüştüren İş Bankası sağladığı ekonomik desteğin yanında yıl boyunca yaptığı etkinliklerle çocukların sosyal anlamda da yanında oluyor.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°