“ADANALILAR VE YARGI RAHATSIZ”
Manşet Haber 20.10.2016 19:24:32 0

“ADANALILAR VE YARGI RAHATSIZ”

“ADANALILAR VE YARGI RAHATSIZ”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonu Üyesi Zülfikar İnönü Tümer, Adana Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Gaziantep’e bağlanmasının Adanalıları maddi-manevi yönden zarara uğrattığını vurguladı.
TBMM Genel Kurulu’nda konuyla ilgili söz alan Tümer, “5235 sayılı adli yargı ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemelerinin kuruluş, görev ve yetkileri hakkındaki kanunun 25. maddesi ve geçici 2. Maddesi uyarınca kurulan ve yargı çevresi belirlenen mahkemeler, 20 Temmuz 2016’da tüm yurtta göreve başlamıştır. Bölgelerin coğrafik durumları ve iş yoğunluğuna göre kurulan bölge adliye mahkemelerinde başlangıçta Adana ili de bulunmaktayken Adalet Bakanlığı’nın aldığı karar ile ilimizin yargı çevresi yönünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’ne bağlanmasına karar verilmiştir. Akdeniz Bölgesi’nin sosyal, ekonomik, nüfus ve diğer yönlerden en büyük ili olan Adana ilinin, komşu illere olan yakınlığı da göz önüne alındığında ilimizde bölge adliye mahkemelerinin açılmamasının kamu çıkarına uygun olmadığı ortadadır” dedi.
“HALKIMIZ RAHATSIZ”
Şubat 2016’da tamamlanan, çevre düzenlemesi de yapılmış olan, her yönüyle modern hizmet binasının Adana’da atıl bir durumda bulunduğunu ve bu hususun Adana yargı çevresini ve vatandaşları rahatsız ettiğini ifade eden Tümer, şunları söyledi:
“Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın daha önce sunduğum soru önergeme verdiği yanıtta bölge adliye mahkemelerinin iş yoğunluğu göz önüne alınarak hareket edildiği belirtilmiştir. Yine aynı yanıtta ileride oluşacak iş yoğunluğuna göre Adliye Mahkemelerinin yeniden hizmet vereceği kaydedilmiştir. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemelerinin iş yoğunluğu ve yargı çevresi genişliği gözetildiğinde Adana Bölge Adliye Mahkemelerinin açılması da zorunluluk halini almıştır. Davaların nakli, dosyaların akıbeti, temyiz hususları gereğince telafisi olanaksız zararlar doğacağı göz önüne alınarak Adana Bölge Adliye Mahkemesi’nin kaldırılmasına dair karar iptal edilmeli, Adana’daki adliye bir an önce hizmet vermeye başlamalıdır. Konunun önemine istinaden gerekli duyarlılığın gösterilmesi gerekmektedir.”


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°