ADANA'NIN POTANSİYELİ BÜYÜK DE...

ADANA'NIN POTANSİYELİ BÜYÜK DE...

Adana’nın içinde bulunduğu konumu/ koşulu “yerinde” üç tümceyle anlatmış, Müstakil Sanayiciler- İşinsanları Derneği “MÜSİAD” Adana Şube Başkanı Burhan Kavak…


Başkan Kavak’ın saptaması şöyle:


“Adana, Türkiye’nin potansiyeli en yüksek kentlerinden biri. Türkiye’de birçok kent bir ya da birkaç sektörle anılırken Adana tarımdan sanayiye, enerjiden hizmete her alanda büyüme altyapısına sahip. Yeter ki moralleri bozmayalım, işbirliğini artıralım, kentimize, kendi girişimcimize, insan kaynağımıza güvenelim…”


Buna benzer tüm tümceleri alıp-saklarım, kardan-kıştan korurum, yazın kavurucu yalımdan sakınırım…


İşin “saptamasını” yapıyorsanız eğer, işin “yapılması” için de uğraş vereceksiniz/ veriyorsunuz anlamı taşıdığından…


Sorun belirlenmiş, yol haritası oluşturulmuş, “uğraş” verileceğinin de altı çizilmişse eğer;


Var olan “potansiyelin” artı değer kazanacağı günü bekleriz/ beklemeliyiz de…


***


Bunu yadsıyan “bir kişi” oldu mu bilmiyorum…


“Adana, yurdumuzun potansiyeli en büyük kentlerinden biri”; peki, bu kentte yaşayanlar için, bunca potansiyeli de olmasına karşın, Adana’nın durumu ne?


Sokağına, pazarına çıktığınızda ne görüyorsunuz? Esnafın, parkta karşılaştığınız emeklinin, markette karşılaştığınız ev hanımının yansıttığı “hava” nasıl?


Yıllar önce bir yazımda söz etmiştim; demiştim ki:


“Bilmediğiniz bir kente vardığınızda, ilk dikkatinizi çeken şey ne olur; beton yapılar mı, son model araçlar mı, yabancı markalı vitrinler mi, yoksa gördüğünüz insanların yüzleri mi?”


Kimseyle bu konuyu tartışmak istemem ancak, benim dikkatini çeken “insanların yüzleri olurdu” diye noktayı koymuştum!


“En büyük potansiyele sahip olan kentlerden biri” olan Adana’nın sokaktaki “insan yüzü”…


***


Adana’nın ”tarımdan sanayiye, enerjiden hizmete” potansiyelini bildiğimiz gibi; bunları üretime kazandırıp, katma değer katılmasıyla bölge insanının hem geleceğinin, hem doyumunun, hem beklentilerinin, hem de moralinin düzeltileceğini de biliyoruz kanımca…


Bugün söylenenlere takılmak istemiyorum; gerek “iktidarın”, gerekse meslek odalarının geçmişte söylediklerini ne denli gerçekleştirmek istediklerini, ne denli gerçekleştirdiklerini “açıkça” konuşmak gerektiğine inanıyorum…


Üç yıl sonra “avuca dokunak” doğalgaz sevincinden çok; üç yıl, beş yıl, on yıl, onbeş yıl önce “bulundu” denilerek sevindiren haberlerin sonucunun “bu gün” sorulmak zorunda olunduğunu biliyorum.


MÜSİAD Şube Başkanı Kavak, birbuçuk yıl önce “yeniden” seçildiği gün yaptığı konuşmasında “Adana güçlü bir ekonomiye sahip, derneklerinin de bu çerçevede büyütülmesine gayret göstereceğiz” demesinin ardından şunları söylemişti:


“Özellikle bölgemize atılım sağlayacak iki önemli sektörü gündemimize aldık. ‘Enerji' ve ‘Tarım' sektörlerinde ulusal iki büyük zirve gerçekleştirdik. Bu süreçte her bir üyemizi dinlemekten, sorunlarına çözüm arayışından hiç kaçınmadık. Üyelerimizden gelen görüş ve önerileri değerlendirdik. Başkentte lobi faaliyetlerimizden üyelerimizin eğitimden ticarete gelişimine katkı sağlayacak etkinlikler yaptık. Bugün tek tek sayamayacağım tüm bu çabalarımız Genel Merkezimiz nezdinde de değer buldu…”


Enerji, tarım, görüş/ öneriler, başkentte lobi, çeşitli etkinlikler…


Peki, “avuca dokunan” ne?


***


“Adana, Türkiye’nin potansiyeli en yüksek kentlerinden biri. Türkiye’de birçok kent bir ya da birkaç sektörle anılırken Adana tarımdan sanayiye, enerjiden hizmete her alanda büyüme altyapısına sahip” saptamasını yapmak, bunları söylerken insanları heyecanlandırmak güzel olmalı…


Geçmişte yapıldığı ileri sürülen “enerji-tarım” alanındaki yapılan çalışmalar, verilen uğraşlar, oluşturulan lobiler sonucunda Adana’nın elde ettiği “şey” nedir?


İşsizliğine katkı mı sağladı, gülemeyen yüzlere “portakal çiçeği” mi kondurdu, pamuk kozasını daha mı coşkulu açtırdı, doyan sayısını mı artırdı, Adana’nın yoksulluk sorununu mu çözdü; her Adanalı gibi bilmek hakkım…


Geçmişte verilen sözlerin “sonucunu” görürsek, “bugün” söylenenleri önemseriz; gerisi vız-vız…


***


Doğrudur, Adana’nın potansiyeli büyük; ayrı sözcüklerle bu köşede öyle çok yazıldı ki bu köşede…


Üstelik salt gösterdiğiniz “ham” potansiyel yönünden değil varsıllığı Adana’nın; “o” potansiyele can katacak, emeğinin rengini/ biçimini/ geleceğini oraya dokuyacak, “onu” güldürecek “eller” yönünden de varsıllığı unutulmamalı Adana’nın…


Daha önce yine yazdım…


Öyle ya; kim insanlarımızı böylesine bencilleştirdi, kim “verdikleri sözden” uzaklaştırdı, kim bir kendini düşünmesini öğretti, kim duygudaşlığı (empati) unutturdu, kim koltuk uğruna “iktidar” yandaşı oldurdu, kim…


Kimse, bozduğu gibi yapsın arkadaş…



Oktay EROL

5.09.2020 08:56:44

YAZARLAR


CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI

“AYÇİÇEĞİNDE ÜRETİM TÜKETİM KADAR ARTMIYOR”

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ PAYDAŞ TOPLANTISI

KARALAR MAKAMINI ATA ERGÜL’E TESLİM ETTİ

TÜRKİYE'NİN “SANAYİ” TEMALI TEK GENÇLİK KOŞUSU

PORTAKAL ÇİÇEĞİ KUPASI TENİS TURNUVASI

ABB BAŞKANI ZEYDAN KARALAR’DAN 23 NİSAN MESAJI

VALİ KÖŞGER’İN 23 NİSAN MESAJI

DEMİRÇALI: “ÇOCUKLAR BİZİM YARINLARIMIZ”

ÇİFTÇİLERİN SGK UYGULAMALARINDA YAŞADIĞI SORUNLAR

TGC TÜRKIYE GAZETECILIK BAŞARI ÖDÜLLERI SAHIPLERINI BULDU

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI SONA ERDİ

DOÇ.DR.GÜRKAN ATEŞ ABB GENEL SEKRETER YARDIMCISI OLDU