ADANA’NIN ŞEHİDİ Mİ VAR?

ADANA’NIN ŞEHİDİ Mİ VAR?






Öyle ya,





Soru şeklinde sorduğuma göre benim de haberim yok!





Pazar günü her hafta olduğu gibi köy seyahati yapıyorum. Ekilen Toprakları kontrol edip mutlu şekilde dönmek için. Üretim dediğimiz işte budur.





Dönüş yolu her daim Kabasakal mezarlığı önünden geçerim. Çok meraklı gözlerle oradaki kalabalığa dikkat kesilirim. Ülke son yıllarda insanların yaşam mücadelesi çok gergin ve stresli geçtiği için hastalanma ve ölümler çok fazla oluyor. Pazar günü Mezarlık dışına taşmış bir araba seli vardı. Önce Yılbaşı arifesi belki insanlar kaybettiklerini ziyaret ediyor diye düşündüm. Fakat sonrası öyle olmadığını arabalara dikkat kesilince bir kuşku girdi içime. Arabaların çoğu resmi plaka ve askeriye arabası. Hele bir tanesi Jandarma bölge komutanın arabası olunca eyvah dedim yine şehidimiz var dedim. Kamuoyunu şöyle bir araştırdım hiçbir haber görmedim Adana’da şehit haberi. Gerçi olsa ne yazar misali kimsenin artık bu konu üzerine duygu hali kalmamış. Ne demişti Cumhurbaşkanı? “Bu işin Fıtratında var ölmek”!





Yani bir şekilde “bunun için para alıyorlar” ve çok uzatmayın düşüncesidir bence. İnsanlar bu ülkede guruları çok kırılmaya başladı öyle evet para alıyorlar fakat onlar ülkeleri için canlarından oluyorlar ve daha çok gençler. Bazıları sıcak yataklarında o…rar ak yatsınlar ya da ülke kaynaklarını yetim garip, gurebanın hakkını yiyenler için mi şehit oldular?





Toplum o kadar çok bana ne şekline girdiği, kimsenin artık kimseden haberi yok, Militan gibi siyasi lider sevgisi almış başını gitmiş. Zaten artık bu şekilde şehit haberlerinde yer almıyor kamuoyunda. Hatırlayın, bundan 10 yıl önce bir tane şehit haberi gelse önce milliyetçiler sokağa çıkar “şehitler ölmez vatan bölünmez” derlerdi. Bırakın buna tepki göstermeyi Adam aynı apartmanda aynı katta evinde can vermiş kimsenin haberi yok, koku gelmese kimse bilmeyecek. Bu kadar mı vurdumduymaz olduk? Bu kadar mı bencil olduk, kim bizi bu hale getirdi? Düşünün ben bir medya mensubuyum ve size soruyorum. Adana’nın şehidi mi var? diye. Bakalım daha neler görecek bu ülke? gerçi benimkinde laf ha, bu ülkede Hükümet Türkiye Cumhuriyeti adına yemin etmiş.fakat, andımızı kaldırmaya kalktı, Türküm demeyi yasaklamaya kalktı. Bilen varsa bana da haber versin. Adana’nın Pazar günü şehidi mi vardı?



Süleyman YALÇIN

27.12.2022 16:23:53

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI