Adana'nın serveti Bankalarda mı yatıyor?

Adana'nın serveti Bankalarda mı yatıyor?

Yıllardır Adana’da en çok dillendirilen konulardan bir tanesi bankalarda yatan mevduat tutarının çok yüksek olduğu ve bu paranın ekonomiye kazandırılamadığı ve yatırıma dönüştürülemediği söylemidir. Adana ile ilgili hemen her toplantıda bu konu dile getirilir ve insanımız yatırım yapmıyor paradan para kazanmayı tercih ediyor eleştirisi yapılır. Gerçekten bu paralar ekonomik döngüye katkı yapmadan atıl mı kalmaktadır. Yoksa bu söylemlerin gözden kaçırdığı noktalar var mıdır?  Bugün Adana’da genel kabul görmüş söylemin ne kadar doğru olduğunun analizini yapmaya çalışacağım. Ancak öncelikli olarak kısa bilgiler vermek gerekir. Bankaların temel işlevi bir yandan mevduat toplamak ve bu mevduatları ihtiyaç sahiplerine kredi olarak sunmaktır. Bankaların diğer firmalardan farkı para ticareti yapıyor olmasıdır. Bu ticarette en önemli girdisi topladıkları mevduatlardır. Bu mevduatlar üzerinden faiz geliri elde ederek kredilere dönüştürürler. Mevduat olmadan kredi olmayacaktır. Bankalar topladıkları mevduatların belirli bir oranına karşılık gelen kısmını ise zorunlu rezerv olarak tutmakla yükümlüdür.  Harcaması gelirinden az olan kişi ve kurumlar tasarruflarını bankaya yatırırken harcaması gelirinden fazla olanlar ise bankadan kredi talep ederler ve bankalar bir anlamda arz ve talebi buluşturma görevini yerine getirirler. O halde bir ilde toplanan mevduat miktarına bakarak toplanan tüm mevduatın atıl kaldığını söylemek yanlış olacaktır. Önce toplanan mevduatların ne kadarının kredi olarak verildiğine bakmak gerekir. Bu durum mevduatların krediye dönüşme oranı olarak ifade edilir. İkinci olarak ise kredilerin ihtisas kredisi mi yoksa ihtisas dışı krediler mi olduğuna da bakmak gerekir. Bu bilgiler ışığında değerlendirme yapmak daha doğru olacaktır.

 

Türkiye’de 2011 yıl sonu itibariyle 44 mevduat, kalkınma ve yatırım bankası ve bu bankalara ait yurtiçinde 9.760 şube bulunmaktadır. Şubelerin % 28.8’i İstanbul’da,  %9.9’u Ankara’da, %7.3’ü İzmir’de, %4.1’i Antalya’da, %3.6’sı Bursa’da, %2.3’ü Adana’da bulunmaktadır. Bölgemiz illerine bakıldığında ise Gaziantep (%1,5), Mersin (%1.8), Hatay (%1.1), Kahramanmaraş (%0.6), Osmaniye (%0.3) oranında şubeye sahiptir.

 

Bölge Kentlerinde Türkiye Ortalamasının Altında Mevduat Toplanmaktadır.

 

Şube başına en yüksek mevduat 115,8 milyon TL ile Ankara’dadır. Bu ilimizi 105,8 milyon TL ile İstanbul ve 64,4 milyon TL ile Uşak izlemektedir. Şube başına mevduatın en düşük olduğu il 15,9 milyon TL ile Kilis’dir.  Türkiye genelinde bir banka şubesinin ortalama mevduatı 66.719 milyon TL’dir. Adana’da Şube başına mevduat 46.708 milyon, Hatay’da 60.642, Mersin’de 43.777 Kahramanmaraş’ta 35.948, Osmaniye’de 25.709, Gaziantep’te 34.879 milyon TL’dir.  Görüldüğü üzere bölgemizde banka şubelerinin mevduatları Türkiye ortalamasının altındadır. Ön yargılarımızı değiştirecek ilk sayısal veri burada karşımıza çıkmaktadır. Sanıldığı gibi Adana’da Türkiye ortalamasının çok üzerinde bir mevduat bulunmamaktadır. Tam aksine Adana ve bölge kentleri Türkiye ortalamasının gerisindedir.

 

Adana’da mevduat sahipleri ağırlıklı olarak kişisel tasarruf sahipleridir.

 

Adana’daki toplam mevduatın % 65’i Tasarruf Mevduatı, % 17’si Döviz Tevdiat Hesabı, %11’i Ticari Kuruluşlar mevduatı, %3’ü Resmi Kuruluşlar Mevduatıdır.  Tasarruf mevduatının toplam mevduat içindeki oranı Osmaniye’de % 65, Mersin’de % 64, Hatay’da % 48 düzeyindedir. Ticari Mevduatın en yüksek olduğu bölgemiz şehri % 37 ile Antakya’dır. Kahramanmaraş ve Gaziantep’te bu oran %33’dür. Adana’da %17, Osmaniye’de %13’dür. Ticari mevduat açısından Gaziantep ve Kahramanmaraş ön plana çıkmaktadır. Adana’da ve Mersinde Ticari mevduat beklenenden düşük düzeydedir. Bu nedenle bankalardaki mevduatın temel kaynağı kişisel birikimler olarak görülmektedir. Tasarruf mevduatının toplam mevduat içindeki oranı Türkiye’de ortalama % 41 iken Adana Mersin ve Osmaniye’de bu oran % 65 düzeyinde ve Türkiye ortalamasının üstündedir. Bu durumda bankacılık sektörüne borç verenlerin kişisel tasarrufları verdikleri sonucu çıkmaktadır.

 

 Adana’da Toplanan Her 100 liranın 78 lirası kredi olarak verilmektedir.

 

Türkiye genelinde verilen kredilen % 41,5’i İstanbul’da kullanılmaktadır. Adana ise Toplam kredinin % 2,3’ünü kullanmaktadır. Birde kent bazında bankaların topladığı mevduatlara bakalım.  Adana’da 2011 sonu itibariyle yer alan 13.722 Milyon mevduatın 10.722 Milyon lirası geri kredi olarak verilmiştir. Kentte toplanan mevduatın krediye dönüşme oranı %78’dir. Diğer bir deyişle Adana’da toplanan her yüz liranın 78 lirası kredi olarak verilmektedir. Yani sıkça kamuoyunda seslendirildiği gibi bu paralar atıl bir şekilde durmamaktadır.  Bu oran Mersinde % 79, Hatay’da % 78 iken kredi kullanma konusunda Kahramanmaraş % 56, Osmaniye % 46, Gaziantep % 43 düzeyinde kalmıştır.

 

Kredilerin Türlere göre dağılımına baktığımızda tarım, gayrimenkul, mesleki, denizcilik, turizm vb ihtisas kredilerinin oranı Adana’da % 11 iken  bu oran Mersin’de % 9.4, Antakya’da % 9.2,  Kahramanmaraş’ta 7.9 Osmaniye’de %18.9’dur. Bölgede kullanılan ihtisas kredileri içerisinde en büyük pay tarım kredilerine aittir. İhtisas dışı genel kredilerin oranı Kahramanmaraş’ta % 92,1 Hatay’da % 90,8 Mersinde %90,4, Adana’da % 89’dur.

 

Adanalı Tüketmek İçin Borçlanıyor.

 

Adana’da banka’da mevduat atıl olarak yatmaktadır söylemi bu veriler ışığında doğru değildir. Bu mevduatlar atıl yatmamaktadır. Ağırlıklı olarak ihtisas dışı kredileri finanse etmektedir. Bu kredilerin büyük bir çoğunluğunu tüketici kredileri oluşturduğu düşünülürse Adana’da bankaya mevduat olarak parasını yatıran kişiler aslında yeni iş alanlarını ve yatırımları finanse etmemektedir. Bu mevduatlar büyük bir çoğunlukla geliri harcamasını karşılamayan kesimlerin finansman açıklarını kapatmak ve günlük tüketim harcamaları için kullanılmaktadır.  İşin özü borçlanarak tüketimi sürdürme alışkanlığı Türkiye’de olduğu gibi bölgemizde de sorun olmaya devam etmektedir.

 

Umut ediyoruz ki Adana’ya dair tartışmalarda bir ön kabul olarak sürekli söylenen “Adana’da para çok ama bankalarda atıl yatmaktadır” söylemindeki yanlışlık konusunda daha fazla ısrarcı olunmaz.

İsmail GÜNEŞ

16.10.2012 16:16:55

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI