Adanaspor’dan günde üç antrenman
Manşet Haber 12.07.2016 13:28:48 0

Adanaspor’dan günde üç antrenman

Adanaspor’dan günde üç antrenman

Adanaspor, 2016-2017 sezonu hazırlıkları kapsamında Bolu’da üç idman ile günü tamamladı.

Sabah saatlerinde bir araya gelen oyuncular genel ısınma hareketleri ile çalışmalara başladı. Daha sonra farklı guruplara ayrılarak değişken tempolu koşular ile idman devam etti. Aerobik pas çalışmalarına başlayan futbolcular sabah idmanını soğutma ve stretching hareketleri ile bitirdi.adanaspor_antremann (1)

Öğlen saatlerinde ise futbolcular ikişer guruplara ayrılarak fitness fonksiyonel kuvvet antrenmanı ile çalışmaları sonlandırdı.

Akşam idmanı ise genel ısınma hareketleri ile başladı. Aerobik pas çalışmasının ardından turuncu-beyazlı futbolcular çift kale maç yaptı. Çift kale maçta teknik ve taktik çalışmaları yapıldı. Akşam antrenmanı sırasında oyuncuların hırslı ve istekli olması dikkat çekti. Daha sonra soğutma ve stretching hareketleri ile günün son antrenmanını tamamlandı.

Ayrıca akşam antrenmanını Adanaspor Yönetim Kurulu Üyesi Hamza Akgül ile Adanaspor Basın Sözcüsü Bülent Üzel yakından takip etti.adanaspor_antremann (2)

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°