ADANASPOR’U ARIN ÇALIŞTIRDI
SPOR 30.08.2016 18:05:16 0

ADANASPOR’U ARIN ÇALIŞTIRDI

ADANASPOR’U ARIN ÇALIŞTIRDI

Süper Lig’de mücadele eden Adanaspor, milli maç arasında çalışmalarına hız verdi.

Milli maçlar nedeniyle Liglere verilen arayı iyi değerlendirmek isteyen Turuncu-beyazlılar Osman Yereşen Tesislerinde günü çift antrenmanla geçti.

Yeni teknik direktör henüz takımın başına geçmediğinden , Alt yapı sorumlusu Eyüp Arın nezaretinde hazırlıklarını sürdüren Adanaspor sabah antrenmanında dayanıklılık antrenmanı yaptı. Bu çalışmada futbolcuların; kat ettiği mesafe, koşu hızı, nabız ortalama ve maksimum değerler bireysel farklılıklar göz önüne alınarak ile takip edildi.

Akşam antrenmanında  pas çalışması yapan Toros kaplanları daha sonra 4 gruba ayrılarak dar alanda çift kale maç yaptı.

Ülkelerinin Milli takımlarında  bulunan İrfancan Eğribayat, Goran Karacic, Ousmane Viera  ve öte yandan tedavisi devam eden Emre Uğur Uruç  antrenmana katılmadı.

Kasımpaşa maçının ardından çekilen Mr sonucu  arka adalesinde ödem oluştuğu anlaşılan ve tedavisine hemen başlanan Tevfik Altındağ ile bir süredir ayağında ağrıları bulunan  ve tedavisi devam eden Renan Foguinho  düz koşulara başladı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°