“ADANA’YA GEL CİĞERİMİ YE”CİĞER KEBAP PARTİSİ
Manşet Haber 8.04.2018 22:12:40 0

“ADANA’YA GEL CİĞERİMİ YE”CİĞER KEBAP PARTİSİ

“ADANA’YA GEL CİĞERİMİ YE”CİĞER KEBAP PARTİSİ

Seyhan Belediyesi, portakal çiçeği ve Adana kebabının büyülü kokusunu Portakal Çiçeği Karnavalı’nda portakal bahçelerinin içinde birleştirdi. Etkinlikte Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, konuklarına kendi elleriyle şişleyip pişirdiği kebapları ikram etti.
Portakal Çiçeği Karnavalı’nın son gününe Seyhan Belediyesi’nin “Adana’ya gel ciğerimi ye” sloganıyla düzenlediği ciğer kebap partisi damga vurdu. Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve eşi Nuray Karalar, Adana Valisi Mahmut Demirtaş ve eşi Beyhan Demirtaş, CHP Adana İl Başkanı Ayhan Barut, karnavalın fikir babası Ali Haydar Bozkurt ve yurttaşları Mıdık Mahallesi muhtarlığı önünde karşıladı. Oluşturulan kortej buradan davullar eşliğinde coşku içinde portakal bahçelerinin arasından etkinlik alanına dek yürüdü. Vali Demirtaş ve Başkan Karalar yürüyüş güzergahı üzerinde ikamet eden yurttaşları selamlarken, mahalle sakinleri korteje zılgıtlarla ve alkışlarla karşılık verdi.
“BİNLERCE YIL SÜRECEK BİR GELENEĞİN BAŞLANGICI”
Etkinlik alanında ilk sözü alan Portakal Çiçeği Karnavalı’nın fikir babası Ali Haydar Bozkurt, karnavalın altı yıl önce bir hayalden yola çıkarak başladığını söyledi. Bozkurt, bugün karnavalda ulaşılan coşkuya geliş sürecinin ise kitaplara sığmayacak kadar uzun bir öykü olduğunu vurguladı. Bozkurt, “Adana halkının yüreğinin sıcaklığı, misafirperverliği, hoşgörüsü, portakal çiçeğinin o büyülü kokusuyla birleşince dünyanın hiçbir yerinde bulamayacağımız kadar güzel bir karışıma dönüşüyor. Bu halk karnavalı kuşaktan kuşağı kutlamaya devam edecek. Sizler de bugün binlerce yıl sürecek bir geleneğin başlangıcına şahitlik ediyorsunuz” dedi.
KARALAR’A ANLAMLI TEŞEKKÜR
Zeydan Karalar’ın Seyhan Belediye Başkanı seçilir seçilmez karnavala sahip çıktığını aktaran Bozkurt, “Belediye Başkanımız daha seçildikten üç gün sonra ayağının tozuyla bu karnavala sahip çıkıp bugüne gelene kadar, gerçekten de çok mütevazı bir şekilde ama çok büyük yardımlarda bu karnavalı bugüne taşımamıza ciddi destek oldu. Adana halkı adına sayın belediye başkanımıza teşekkürlerimi sunmak istiyorum” diye konuştu.
“ADANA’YI TANITMA MECBURİYETİMİZ VAR”
Karnavalda farkındalık yaratan etkinliklere imza atan, ciğer kebap partisinin de ev sahibi olan Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adana’nın çok özel bir kent, Adanalıların ise çok özel insanlar olduğunu yineledi. Adana’nın tanıtılması gereken çok fazla güzelliğinin olduğuna işaret eden Başkan Karalar, “Dünya ve Türkiye, Adana’nın tarihini, kültürünü, sanatını, dünyanın en güzel lezzetini, dünyanın en güzel insanlarını tanısa, en çok Adana’ya gelir ama bunu Adanalı bilmez, bunu Türkiye bilmez, bunu dünya hiç bilmez. Hepimizin Adana’yı dünyaya tanıtma mecburiyetimiz var” şeklinde konuştu.
“VALİ DEMİRTAŞ ADANA’NIN TANITIMI İÇİN BÜYÜK BİR ŞANS”
Adana’nın tanıtımı konusunda Vali Mahmut Demirtaş’ın büyük bir şans olduğunun altını çizen Başkan Karalar, Vali Demirtaş’ın bu konudaki festivallere öncülük yaptığına dikkati çekti.
“ADANA VE ADANALI BİR BAŞKA”
Geçtiğimiz günlerde İzmir’de düzenlenen Adana tanıtım günlerinde İzmirlilere yaptığı konuşmayı da aktaran Karalar, “İzmir’de ‘Güneyiyle, kuzeyiyle, doğusuyla, batısıyla, İç Anadolu’suyla bizim ülkemiz bir inci. Bütün insanlarımız çok güzel. Her memleketimiz, her şeyimiz çok güzel. İzmir Türkiye’nin aydınlık yüzü. Hatta milli mücadelede önemli bir kent. Kurtuluş mücadelesinde ilk kurşunu Hasan Tahsin sıktı İzmir’de ama Adana başka’ dedim. ‘Adana başka. Adana da Mustafa Kemal’e milli mücadele hissini veren kenttir. Adana başkadır’, Adanalı başka’ dedim” ifadelerini kullandı.
“ADANA SANAT VE KÜLTÜR ŞEHRİ OLMAYA DEVAM EDİYOR”
Portakal bahçeleri arasından portakal çiçeği kokusunu teneffüs ederek yürümenin güzelliğine işaret eden Vali Mahmut Demirtaş ise bu kokuya kebap ve ciğer kokusunun karışmasının da ayrı bir güzellik olduğunu söyledi. Vali Demirtaş, “Hem karnavalımızda hem de festivallerimizde Adana’yı en güzel şekilde tanıtmamız lazım. Her şey var. Yani yağ var, un var, şeker var. Tek yapmamız gereken bu helvayı iyi bir şekilde yapıp vatandaşlara ve kamuoyuna sunmak. Adana hızlı bir şekilde bir sanat şehri, bir kültür şehri olmaya devam ediyor. İnşallah önce başkanlarımızın ve arkadaşlarımızın sayesinde özellikle de Adana halkı sayesinde Adana’yı en güzel şekilde tanıtmaya çalışacağız. Seyhan Belediye Başkanına, Ali Haydar beye, sizlere ve muhtarlarıma çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
KARALAR KONUKLARINA KENDİ ELLERİYLE ŞİŞLEYİP PİŞİRDİĞİ KEBAPLARI İKRAM ETTİ
Konuşmaların ardından ev sahibi Halkçı Başkan Zeydan Karalar, konukları için kendi elleriyle şişleyip pişirdiği kebapları ikram etti. Konuklar portakal ağaçlarının altında hem portakal çiçeği kokusunu soluyarak hem de Adana’nın lezzetlerini tadarak karnaval coşkusunu sürdürdü.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°