Adana’yı Neden Cezalandırıyorsunuz?
Manşet Haber 7.05.2013 09:31:03 0

Adana’yı Neden Cezalandırıyorsunuz?

Adana’yı Neden Cezalandırıyorsunuz?

alidemircaliCumhuriyet Halk Partisi Adana Milletvekili ve TBMM Milli Savunma Komisyonu Üyesi Ali Demirçalı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2011 seçimlerinde Adanalılara “11 Müjde” diye duyurduğu vaadlerini meclis gündemine taşıdı. Demirçalı, Başbakana, “Adana’ya vermiş olduğunuz sözleri neden yerine getirmiyorsunuz? Adana’yı neden cezalandırıyorsunuz?” diyerek bu sorulara yazılı yanıt istedi.

CHP Adana Milletvekili Ali Demirçalı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığına verdiği soru önergesinde, “Başbakanın, Adana'da 4 Haziran 2011 tarihinde Adanalıları umutlandıran  “11 Müjde” diye sloganlaştırıp  önemli vaatleri kamuoyuna takdim ettiğini, bir yıl aradan sonra tekrar Adana’ya geldiğinde aynı vaatleri tekrar ettiğini anımsattı. Önümüzdeki yıl belediye seçimlerinin yapılacağını anımsatan Ali Demirçalı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın  Adana için verdiği vaatleri şöyle hatırlattı:

HANİ METROYU DEVRALACAKTINIZ?

“Metro yapımını Ulaştırma Bakanlığımıza devrediyoruz. En kısa sürede 1. Etabı bitirecek, ardından 8 kilometre uzunluğundaki Akıncılar - Çukurova Üniversitesi hattına başlayacağız. Adana’ya yeni bir kültür ve kongre merkezi kazandıracağız. Ziya Paşa Bulvarı ve Havaalanı Kavşağı için iki adet battı çıktı (yer altı geçiş) .Adana’ya artık bir stadyum yakışır diye düşünüyorum. İnşallah Adana’ya bir stadyum ve Adana’yı da Süper Lig yarışında daha güçlü görmek istiyoruz. Bir kapalı spor salonu planlıyoruz 7 bin 500 kişilik. 1 tane olimpik kapalı yüzme havuzundan oluşan uluslararası karşılaşmalara da ev sahipliği yapacak tesisleri inşa edeceğiz. Adana Şakirpaşa Havaalanı Terminal Binasını büyütüyoruz. Adana’ya 19 kilometre uzaklıktaki Çukurova Havalimanının yapımına da başlıyoruz. İstanbul’u; finans merkezi, Güneydoğu Anadolu Bölgesini; tarım merkezi haline getirirken, Adana’da Ceyhan’ı; bir enerji üssü haline getireceğiz. Adana’ya 1320 yataklı bir şehir hastanesi kuruyoruz.Yaban Hayatı sorununu çözeceğiz.”

ADANA’YI İŞSİZLİKTE ŞAMPİYON YAPTINIZ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Adana için söz  vermeyip gerçekleştidiklerini de şöyle sıraladı:

“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın vaat etmeden yaptıklarını şöyle sıralayalım. Adana kamu yatırımlarında 81. Sırada, İşsizlik oranı en yüksek il, Türkiye İstatistik Kurumu’nun çalışmasına göre,  Adana %19,1 ile Diyarbakır ve Hakkâri’nin önüne geçerek işsizlik rekoru kırdı, Adana 'da 475 bin yeşil kart kullanan yurttaş var. Yaşanabilir iller arasında 55.sırada, Kredi kartı borcu en fazla olan il, Son 10 yılda 50'den fazla fabrika kapanmış durumda, Gökdere baraj faciası üzerinden 1 yıl geçti hala kayıp işçilere ulaşılamadı, Hacı Ömer Sabancı Organize Sanayi Sitesinden 9 fabrika satışa çıkarıldı, bazılarına da kiralık ilanları asıldı, Bir zamanlar tarım ve sanayinin başkenti olan Adana sadece adliyesiyle ünlenmiştir, Türkiye’de 10 bine yakın çıkmaz sokağı olan tek kenttir, Nüfus büyüklüğünde Türkiye'nin 5.sırasında olan Adana, ekonomide 22 sırada.,Tarım arazileri amaç dışı kullanılmakta, yapılaşmaya ve rant hesaplarına feda edilmektedir. Kamu yararı gözetilmeyen kentsel dönüşüm projeleri uygulanmaktadır.”

ERDOĞAN’A 2 ADANA SORUSU

CHP Milletvekili Ali Demirçalı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan yazılı olarak yanıtlamasını istediği 2 soru şöyle:

“1-Adana’ya vermiş olduğunuz sözleri neden yerine getirmiyorsunuz?

2-Adana’yı neden cezalandırıyorsunuz?”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°