ADASO
Manşet Haber 25.05.2013 11:33:47 0

ADASO'da Kalite Günleri Zirvesi

ADASO'da Kalite Günleri Zirvesi

Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Adana Bölge Koordinatörlüğü tarafından “Çukurova’da Kalite Günleri”  kapsamında düzenlenen eğitim etkinlikleri zirve toplantısı ile tamamlandı.

adaso_tsekaliteAdana Sanayi Odası’nda düzenlenen zirve toplantısının açılışında konuşan TSE Çukurova Bölge Koordinatörü Uğur Özdeniz, son yıllarda TSE’nin bölgede ilk kez 15 gün süreyle eğitim etkinlikleri düzenlediğini, Adana, Mersin. Osmaniye ve Hatay’da eğitimler sonucu bin 500 kişiye sertifika verildiğini bildirdi. Özdeniz, etkinliklere destek sağlayan kurum ve kuruluşlara teşekkür etti.

Adana Sanayi Odası Başkanı Sadi Sürenkök, standardizasyon ve kalitenin, başarının iki önemli anahtarı olduğunu belirterek, “Rekabetin dünya düzenine yön verdiği çağımızda, tüketim olgusu ulusal sınırları aşmış, üretilen ürünlerin ülke sınırları dışında tüketilmesi, firmalar ve ülkeler için önemli gelir kaynakları haline gelmiştir. Bu durumda da üretimde kalite ve standart anlayışına bağlı kalınması zorunluluk haline gelmiştir. Standartlara ulaşmanın ve korumanın en temel yolu da öncelikle bu konularda yetkin personeller barındırmaktır” dedi.

Adana Ticaret Borsası Meclis Başkanı Şahin Bilgiç, TSE’nin bölgenin kalite konusunda önemli ihtiyacının karşılanması için çaba harcadığını vurguladı, standart eğitimleri ile ilgili önemli çalışmalar yapmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

TSE Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Pelit de, kalite seferberliğine Çukurova bölgesinin de dahil edildiğini belirterek, toplumda standardizasyon ve kalite bilincinin oluşturulması ve sürdürülebilir kalite anlayışının yerleştirilmesinin TSE’nin temel hedefi olduğunu ifade etti.

ARAÇ KONTROL MERKEZİ İNŞAATI BAŞLIYOR

Türk Standartları Enstitüsünün önemli yatırımlarından olan Araç Muayene ve Test Laboratuarı ile Bölge idare binasının yer tahsisinin sonuçlandığını belirten Pelit, Adana Araç Kontrol Merkezi’nin Ceyhan Yolu 13. kilometresinde 19,5 dönüm alana kurulacağını, inşaatının ilk altı proje içerisinde ihaleyle TOKİ’ye verildiğini, yapımına bu yıl içinde başlanacağını bildirdi.

Adana Vali Yardımcısı Yüksel Karadağ ise, kaliteli üretim yapılmasının şart olduğuna dikkat çekerek, “Yaptığımız ürünlerin güzelini yapsak da, ‘ne satarsak o gider’ diye olumsuzluğa yöneliyoruz. Bu anlayışı mutlaka değiştirmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Halil Tüm, İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Hamit Aygül, TSE Ürün Belgelendirme Müdürü Reşit Özuğur ve davetlilerin katıldığı zirve toplantısında, eğitim etkinliklerine destek veren kurum ve kuruluş temsilcilerine teşekkür rölyefi sunuldu. Ayrıca NLP Uzmanı Oğuz Saygın tarafından  “Etkili İletişim, Takım Çalışması ve İnsanları Tanıma Sanatı” konulu seminer verildi.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°