AHİLİK KAFTANINI VALİ ELBAN GİYDİRDİ
Manşet Haber 14.09.2020 16:16:50 0

AHİLİK KAFTANINI VALİ ELBAN GİYDİRDİ

AHİLİK KAFTANINI VALİ ELBAN GİYDİRDİ


  1. Ahilik Haftası kutlama etkinlikleri Vali Süleyman Elban’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Vali Elban, yılın ahisine ahilik kültürünün simgesi olan kaftan giydirdi ve yılın kalfası ile çırağına ödüllerini verdi.


Adana Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğinde koronavirüs önlemleri alınarak düzenlenen törene Vali Süleyman Elban’ın yanı sıra Vali Yardımcıları Muzaffer Şahiner ve Huriye Küpeli Kan, Adana Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Niyazi Göğer, Ticaret İl Müdürü Adnan Ekiz ile oda başkanları katıldı.

Programda, Adana Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Niyazi Göğer’in konuşmasının ardından bir konuşma gerçekleştiren Vali Elban, 'Ahi Evran' geleneğini bugünlere taşıyan, sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürüyle milletimize hizmet eden tüm esnafın 'Ahilik Haftası'nı kutladığını belirtti.

Pandemi dolayısıyla mütevazı bir program yapmak zorunda kaldıklarını aktaran Vali Elban,  “Bu süreçte biraz daha tedbirlere uymaya gayret edersek önümüzdeki dönemde tüm önemli günlerimizi, bayramlarımızı ve Ahilik Haftası’nı büyük bir coşkuyla kutlayacağımızı düşünüyorum.” dedi.

Ülkemizde esnaf teşkilatının toplumumuzun en büyük kesimini oluşturduğunu belirten Vali Elban, “ Esnafımız istihdam açısından toplumumuzda önemli bir yükü alıyor. Vatandaşlarımızın birçok ihtiyacının karşılanmasında önemli görevler üstlenmiş durumdalar. Ama onun ötesinde evimizin altında, çalıştığımız yerlerin yakınında, yürüdüğümüz caddede sokakta hemen her yerde esnafımız, ailelerimizin bir ferdi gibi. Esnaflık kurulduğu yandan bu yana da böyle gelmiş ve biz de toplum olarak onları böyle kabullenmişiz. Yaptıkları ticari faaliyetler hep ikinci planda tutulmuş; sosyal rolleri, ağabeylikleri, kardeşlikleri, ablalıkları bizim için hep ön planda olmuştur. Onlar da bu rollerin yanında vatandaşa hizmet sunmayı, onları mutlu etmeyi hep ön planda tutmuşlardır.” dedi.

Esnafın; toplumun bir harcı, kurulan bir imparatorluğun mayası olduğunu ifade eden Vali Elban konuşmasının devamında, “Osmanlı İmparatorluğu’nun birçok kurucu unsuru var ama en önemli kurucu unsuru Ahilik Teşkilatı’dır. Dolayısıyla bugün bizim de toplum olarak en önemli mayamız, en önemli harcımız yine esnaf teşkilatımızdır. Böyle günlerde bol bol esnaflarımızı hatırlayacağız, sorunlarını bol bol konuşacağız, inşallah çözümler de üreteceğiz. Her yeni Ahilik Haftası’nda esnafımızın sorunlarının azaldığı, toplum içerisindeki saygın konumlarının daha da yükseldiği, ekonomik durumlarının daha da iyi olduğu, tüm şartlarının da belli bir düzeyin üzerine çıktığı durumları konuşuruz diye temenni ediyorum.” ifadelerine yer verdi.

2020 yılı ilin ahisi olarak belirlenen Ersin Özkutbay’a plaket vererek kaftanını giydiren Vali Elban,  daha sonra ilin kalfası seçilen Orçun Alıç ile ilin çırağı seçilen Gizem Etuğ’a plaket ve ödüllerini takdim etti.

Programda uzun yıllardır özveri ile sürdürdüğü mesleğine büyük emek veren mahrukatçı esnafı Mahmut Durna’ya da onur plaketi verildi.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°