AİLE HEKİMLERİ İŞ BIRAKTI
Manşet Haber 30.06.2022 22:04:32 0

AİLE HEKİMLERİ İŞ BIRAKTI

AİLE HEKİMLERİ İŞ BIRAKTI

2 gün iş bırakan Aile Hekimleri Adana Sağlık İl Müdürlüğü önünde toplanarak ‘Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin Aile Sağlığı Merkezi (ASM) sağlık çalışanları üzerinde yarattığı baskı ve sözleşme fesihlerine ‘dur’ demek için basın açıklaması yaptı.
TTB 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, hekim ve sağlık çalışanlarının da hazır bulunduğu açıklamada “Aile Hekimliği Ceza Yönetmeliği” olarak adlandırılan sözleşme yönetmeliği gerekçe gösterilerek aile hekimlerine uygulanan haksız, hukuksuz sözleşme fesihlerini ve bu yönetmelikle kurulmaya çalışılan baskıcı yönetimi kabul etmediklerini ifade eden Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Selahattin Menteş, yaptığı konuşmada “Bu yönetmelik ile ASM sağlık çalışanlarına karşı baskı ve tehdit aracı olarak kullanılmaktadır. Bir yıldır sözleşmenin iptali yönündeki taleplerimiz Sağlık Bakanlığı tarafından görmezden gelinmektedir. Bir bütün olarak hekimler ve sağlık emekçilerinin sorunları artık katlanılamaz noktadadır. Ekonomik, özlük haklarımızdaki kayıplar, güvensiz ortamlarda çalışma ve sağlıkta şiddetin geldiği nokta ortada iken bir de bu tür ceza yasaları bizleri artık mesleğimizi yapamaz duruma getirmiştir.”
UZUN SÜRELİ İŞ BIRAKMA KAPIDA
Başkan Uzm. Dr. Menteş, “Toplumun sağlık hakkını korumak amacıyla birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerinin kâr amacıyla değil, toplum yararına sunulması ve ekip anlayışıyla çalışanların haklarını kazanması için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Bu güne kadar yaptığımız eylemler karşısındaki Sağlık Bakanlığı ve iktidarın kayıtsızlığı maalesef bizleri başka eylemliliklere itmektedir. Anlaşılmaktadır ki artık uzun süreli veya süresiz iş bırakmalara hazır olmalıyız. Bizleri bu eylemleri yapmak zorunda bırakmayın ve bir an önce TTB ve sağlık örgütleri ile birlikte görüşerek uygun yasaları çıkarın.” diye konuştu.
SES, “BU YASA CEZA SOPASI MI?”
‘Aile Hekimliği Ceza yönetmeliği’nin birinci yılınını geride bıraktıklarını söyleyen SES Eş Başkanı Dr. M. Enis Akyüz, “Sağlık Bakanlığı’ndan, hükümetten sahanın sorunlarına çözüm olacak bir düzenleme beklerken bunun yerine ceza sopası ile susturulmaya çalışıldığımız değişikliğin etkilerini yavaş yavaş görmeye başladık. Çalışma hayatının her alanında iş güvencesizliğini hakim kılan AKP, birinci basamağı da bu anlayışla inşa etmeye devam ediyor. Keyfiyete kalmış sözleşmeler, geniş tanımlı ceza maddeleri ile fesih tehdidi, her geçen gün artan iş yüküne rağmen açıklama yapana ceza tehdidi iş güvencesini ortadan kaldırıyor. Yönetmelik değişikliği ile aile hekimliği çalışanlarının statüsü, il sağlık müdürlüklerine bağlı işçi noktasına getirilmiş, kölelik sistemine taşınmıştır. Yeni yönetmelik ile sözleşme yenilme ve fesih yetkisi İl Sağlık Müdürlüklerine verilmiş olup zaten iller arasında var olan uygulama farklılıkları kişilerin insafına bırakılmıştır. Açığa alma, sözleşme yenilememe gibi olağanüstü yetkiler, tüm hukuk kuralları çiğnenerek verilmiştir.”
Dr. Enis Akyüz, “Entegrede çalışanlara “mazereti olsa dahi, işe gelmezse sözleşmesi feshedilir” gibi hukuka aykırı bir maddeden tutun da açıklama yapana ceza korkutması dahil bir çok ceza maddesi olan bu yönetmelik çıktığı andan itibaren yanlış olduğunu ortaya koyduk, hâlâ da söylüyoruz. Birinci basamak, ülkenin sağlık hizmetlerinin temel taşıdır. Koruyucu sağlık sistemi kurulmazsa, ülkemizde örneğini gördüğümüz gibi, sağlık hizmeti altından kalkamayacağı bir yükün altına girer. Birinci basamakta halkın temel sağlık ihtiyaçları karşılanırken, daha da önemlisi olan hastalık çıkmadan önleme amaçlı sağlık hizmeti kurulmalıdır. Bunun için ekip anlayışı içerisinde çalışacak olan, yeterli sayıda, kadrolu, iş güvenceli ve insani şartlarda çalışan sağlık emekçileri gereklidir. Bir hekim ve bir ebe/hemşire’ye “ne hâliniz varsa görün” denilerek değil, kamunun sorumluluğunda, hemşire ve ebe sayısı artırılmış, işleri sadece poliklinik yapmak olmayan hekimler ile donatılmış, sağlık memurları ile güçlendirilmiş bir ekip kurularak, bölge tabanlı nüfus ile, vatandaşa da sağlıkları ile ilgili sorumluluk verilerek kurulacak bir sisteme ihtiyacımız vardır.”
TALEPLERİMİZ;
1.Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerin toplum yönelimli ve bölge tabanlı sunulmalıdır.
2.Koruyucu sağlık hizmetlerin tüm giderleri kamudan karşılanmalıdır. ASM’lerin tümü uygun standartlarda ve donanımda kamu binası olarak yapılmalıdır. Ticarethane benzeri uygulamadan vazgeçilmelidir.
3.Mobil hizmetler için kamu tarafından, uygun mekân temin edilmeli, kamu tarafından araç tahsisi yapılmalıdır.
4.Yaz-boz tahtasına dönüşmüş olan mevzuat sağlık emekçilerin örgütlerinin katılımıyla yeniden düzenlenmeli, Sağlık emekçilerinin karar mekanizmalarına katılımı sağlanmalıdır.
5.Emekçilerin kadrolu, iş güvenceli istihdamı sağlanmalı, kamu dışı emekçiler kadroya alınmalıdır.
6.Birinci basamak ekibi genişletilmeli, bölge ve nüfusun özelliklerine göre belirlenen sayıda sağlık emekçisi istihdam edilmelidir.
7.Nüfus ve performansa dayalı ücretlendirme yerine emekliliğe yansıyacak temel ücret uygulaması hayata geçirilmelidir.
8.Birinci basamak sağlık emekçilerin taleplerine yönelik toplu sözleşme hazırlanmalı, tüm sağlık ve sosyal hizmet alanı için yapılan toplu iş sözleşmesinde birinci basamağa özgün yer verilmelidir.
9.Denetim ve izlemelerin birincil amacı hizmet içi eğitim hedefi ve sistemin işlemeyen yönlerini tespit ve çözüm odaklı olmalıdır.
10.Birinci basamak gerektirdiği tüm hizmetleri sunabilecek genişlikte bir ekipten oluşmalı; tüm sağlık emekçileri kadrolu (4a) istihdam edilmeli ve ücretlendirmesi de emekliliğe yansıyacak temel ücretle olmalıdır. Çalışma koşulları ve ücretler toplu sözleşme ile belirlenmelidir.”
Kesk Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mehmet Çelik’in katıldığı açıklamada TTB 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, Genel Sağlık İş’ten Hatice Erdoğan, Adana HED’den Dr. Esin Dinçel’de yönetmeliği kabul etmediklerini belirten birer konuşma yaptı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°