Akıllı dokunuş ilçelerde!
Manşet Haber 2.11.2012 14:26:04 0

Akıllı dokunuş ilçelerde!

Akıllı dokunuş ilçelerde!

Büyükşehir Belediyesi sorumluluğundaki tüm ana cadde, bulvar ve kavşaklar ‘Akıllı Dokunuş Projesi’ ile yeniden düzenlenirken, çalışmalarda engelli vatandaşların yaşamlarını kolaylaştıracak uygulamalar da yapılıyor.

“Akıllı Dokunuş Projesi” kapsamında kavşakları yeniden düzenlediklerini, yeni bulvarlar açtıklarını, trafiğin rahatlaması için 18 köprü yaptıklarını, 2 köprü inşaatının da devam ettiğini söyleyen Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, “Seyhan, Çukurova, Yüreğir ve Sarıçam ilçelerinde bugüne kadar olarak gerçekleşen uygulamalarla trafik oldukça rahatlamıştır” şeklinde konuştu.

Çukurova İlçesi’ndeki Alpaslan Türkeş Bulvarı ile Mavi Bulvarı birbirine bağlayan Ahmet Sapmaz Bulvarı’ndaki orta refüj ve kaldırım düzenleme çalışmalarının hummalı şekilde devam ettiğini vurgulayan Zihni Aldırmaz, düzenlemeler sırasında engellileri unutmadıklarını da ifade etti.

Kaldırımlarda engelsiz yaya geçitleri, standartlara uygun rampalar, görme engelliler için hissedilebilir yüzey kaplama çalışmaları ve sesli trafik sinyalizasyon uygulamalarıyla engelsiz mekanlar yaratmaya çalıştıklarını kaydeden Aldırmaz, ”Hedefimiz, belediyemiz sorumluluk alanındaki tüm kavşaklardaki kaldırımda aynı uygulamaları yapmaktır” şeklinde konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°