“AKP denetimsiz baskın seçim peşinde”
Manşet Haber 18.04.2016 11:06:30 0

“AKP denetimsiz baskın seçim peşinde”

“AKP denetimsiz baskın seçim peşinde”

Adana(Ulus)--Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, yaklaşık 50 milyon seçmenin kimlik bilgilerinin internete sızdığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, söz konusu bilgilerin 2004-2009 yılları arasında parayla satıldığını vurguladı, AKP’nin denetimsiz bir baskın seçim veya referandum gerçekleştirmek istediğini öne sürdü. Rıza Sarraf davasının artık siyasi bir şantaj davası olduğunu belirten Aksünger, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çözüm sürecini yeniden gündeme getirebileceğini ifade etti.  Türkiye’de kimlik verilen Suriyelilerle ilgili doğru bilgiye sahip kimsenin olmadığını vurgulayan Aksünger, “Nereden alıyorsunuz bu istihbaratı? Özgür Suriye ordusundan mı, Nusra’dan mı, El Kaide’den mi alıyorsunuz? Kimden alıyorsunuz?” diye sordu.erdal_aksunger_chp (1)

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger ve PM üyesi İlhan Cihaner dün CHP Adana İl Başkanlığı Ahmet Albay Toplantı Salonu’nda İl Başkanı Ayhan Barut, Adana Milletvekilleri Elif Doğan Türkmen ve İbrahim Özdiş ve ilçe başkanlarının da katılımıyla bir basın toplantısı düzenledi.

“MERNİS’TEN VATANDAŞLIK BİLGİLERİ SATILIYORDU”

Ülke gündemindeki konuları değerlendiren Aksünger, yaklaşık 50 milyon kişinin kişisel verilerinin internete sızmasıyla ilgili olarak Başbakan Ahmet Davutoğlu ve bazı bakanların CHP'yi suçladıklarını anımsattı. Sözkonusu bilgilerin 2008 verileri olduğunun altını çizen Aksünger, bu verilerin 2004-2009 yılları arasında 500 ile 1000 lira arasında satıldığını söyledi.

Aksünger, “Bunlar MERNİS'ten vatandaşlık bilgilerini satıyorlardı. Avukat olan arkadaşlar bunu iyi bilirler. 500 lira ile 1000 lira arasında para verene vatandaşlık bilgisi satıyorlardı. 27 Temmuz 2010'da 7 ilde operasyon yapıldı, onlarca kişi gözaltına alındı, 12 kişi cezaevine konuldu, tutuklandı, hüküm giydi. Peki sormazlar mı adama, sen madem bunu böyle söylüyorsun, hakim kararı neymiş açıkla onu Adalet Bakanı. Bak bakayım kimmiş bunlar, cezaevine niye girdi, kimden almışlar o verileri, niye satıyorlar mı? Memleketi böyle yönetiyor bunlar. Ortaya mesnetsiz bir şey atıyorlar, tutarsa” diye konuştu.

“YSK’DA 1,5 MİLYON MÜKERRER SEÇMEN OLABİLİR”

Sözkonusu verilerin 49 milyon 600 bin değil 48 milyon olduğunu belirten Aksünger, YSK’nın gönderdiği bu verilerde 1,5 milyon mükerrer seçme olabileceğine dikkati çekti. Aksünger, “YSK, o dönem bize gönderdiğinde 48 milyon 260 bin olduğunu söylüyor ama o dönem YSK’nın verileri 49 milyon 600 bin görünüyor. Demek ki bu kadar YSK’da mükerrer olabilir”  şeklinde konuştu.

“MELİH GÖKÇEK BU VERİLERİ NEREDEN ALIYOR?”

Seçmen kütüklerinin yerel seçimlerde, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde de 30 partiye gönderildiğini anımsatan Aksünger, 54 milyon veride sorun çıkmadığının altını çizerek şöyle devam etti:

“Melih Gökçek bu verileri nereden alıyor herkese mesaj atıyor? Buradaki temel sorun şu: Önümüzdeki süreçte siyasi partilerin doğal olarak denetleme sistemini ortadan kaldırmak istiyorlar. AKP denetimsiz bir seçim baskın seçim veya referandum gerçekleştirmek istiyor.”

“ÇÖZÜM SÜRECİ YENİDEN GÜNDEME GELEBİLİR”

Rıza Sarraf davasının artık siyasi bir şantaj davası haline geldiğini ve hukuki bir tarafı kalmadığını kaydeden Aksünger, davanın seyrine bağlı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzdeki aylarda çözüm sürecini yeniden gündeme getirebileceğini ifade etti.

Aksünger, “Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki 3-5 ay içerisinde çözüm süreci konusunu tekrar  başlatma ihtimali yüksek. Ayrıca bir daha PYD’ye 3-4 ay sonra bir daha terör örgütü demeyecek arkadaşlar. Ben buraya yazıyorum göreceğiz bunların hepsini” şeklinde konuştu.erdal_aksunger_chp (2)

“SİYASİ ŞANTAJ OLARAK KULLANILABİLİR”

Babek Zencani ve Rıza Sarraf davaları nedeniyle Türkiye’nin önümüzdeki süreçte ciddi problemler yaşayabileceğine işaret eden Aksünger, “Hem İran’la ilişkiler açısından söylüyorum, hem diğer taraftan Amerika’nın ne istediğini ve hangi şantajla neyi yaptırmak istediğinin ayrı bir süreci işleyecektir.  Acaba burada Suriye konusunda federasyonla ilgili konuda bir dayatması olacak mı? Arkasından bu bizi de kapsıyor mu kapsamıyor mu meseleleri artık bizim iktidara yapacakları siyasi şantajla alakalı bir şeydir. O da iktidarı ilgilendiren bir konu, devleti ilgilendiren bir konu değildir. Kim ne derse desin, Türkiye’yi şu anda bir iktidar yönetmiyor bence. Bitmiştir o konu” ifadelerini kullandı.

“SURİYELİLERLE İLGİLİ İSTİHBARAT KİMDEN GELİYOR?”

Türkiye’deki Suriyelilerin göçmen mi, sığınmacı mı yoksa mülteci mi olduğu konusunda doğru bilgiye sahip olan birinin olmadığını savunan Erdal Aksünger,  İçişleri Bakanlığı yetkililerinin Türkiye’ye gelen Suriyeliye beyana göre değil istihbarat bilgilerine göre kimlik verildiği yönündeki açıklamalarını hatırlatarak şunları kaydetti:

“Bizim Irak merkezi hükümetiyle, Suriye rejimiyle, İran’la, Rusya’yla, Ermenistan’la aramız sıkıntılı. Biz kimden alıyoruz bu istihbaratı acaba? Mesela bir suçlu Suriye’ye kimliğini yırtıp gelse o istihbaratı kimden alıyorsunuz? Bu adamın kim olduğunu nereden biliyorsunuz? Özgür Suriye Ordusu’ndan mı alıyorsunuz? Onların mı var böyle bir işi? Nusra’dan mı, El Kaide’den mi alıyorsunuz? Kimden alıyorsunuz? Esad’la veya rejimle bir istihbarat anlaşmanız yok.”

“PORTAKALIN YERLİSİ OLUR KANUNUN YERLİSİ OLMAZ”

Anayasa tartışmalarına da değinen CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yerli ve milli anayasa” söylemine gönderme yaparak şunları söyledi:

“Anti demokratik diyebilirsin ama bu anayasaya ama milli, yerli tartışması yaratamazsın. 80 cuntasını yapan askerler de bu memleketin askeriydi. Millilik konusunda bence pek bir tartışma yok. Bence yerli bir kanun olamaz. Çünkü fasulyenin, portakalın yerlisi olur da kanunun olamaz. Sebebi de şu; Eğer siz ticaret olarak Dünya ticaret örgütüne aykırı bir kanun çıkarırsanız  kimse kabul etmez. Avrupa Birliğine, müktesebata aykırı bir kanun çıkarırsanız AB işte sizi içeriye almaz. Aykırı kanunları çıkarın bakalım sana ambargo uyguluyor mu uygulamıyorlar mı veya ihracat yapabiliyor musun?”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger ve PM Üyesi İlhan Cihaner daha sonra Hacı Bektaşı Veli Anadolu Kültür Vakfı’nın düzenlediği “Türkiye nereye gidiyor” konulu panele konuşmacı olarak katıldı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°