AKP’li Başkan “Zimmet”ten Tutuklandı
Manşet Haber 15.06.2015 09:10:14 0

AKP’li Başkan “Zimmet”ten Tutuklandı

AKP’li Başkan “Zimmet”ten Tutuklandı

Adana’nın Tufanbeyli İlçesi’nin 30 Mart öncesi AKP’li Belediye Başkanı Recep Balı, “Zimmet” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

recep_bali_tufanbeyliKoltuğu 30 Mart 2014 seçimlerinde MHP’li Başkana kaptıran AKP’li Recep Balı, şikayetler üzerine İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin yaptığı denetleme sonrasında belediyenin kum ocağında kum satışı yapıldığını ancak satışla ilgili fatura kesilmediğini ve paranın gelir olarak gösterilemediğini, belediyeye cep telefonu, bilgisayar alındığını ancak belediyede bulunmadığını belirledi. Bakanlık müfettişleri denetimlerde özel şahıs tarafından başlatılan bir toplu konut projesinin de belediyenin gibi gösterilip iş makinelerinin kullanıldığını rapor haline getirilip Cumhuriyet Savcılığı'na AKP’li Belediye Başkanı hakkında suç duyurusunda bulundu.
Savcılık, Balı hakkında 'zincirleme olarak zimmetine mal geçirmek' suçlamasıyla soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında adliyeye çağrılan ve ifadesi alınan Recep Balı suçlamaları reddetti. Nöbetçi mahkemeye sevk edilen Balı tutuklanarak cezaevine gönderildi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°