AKP’NİN ADANA BÜYÜKŞEHİR ADAYI KİM OLACAK?
Manşet Haber 3.11.2018 09:54:39 0

AKP’NİN ADANA BÜYÜKŞEHİR ADAYI KİM OLACAK?

AKP’NİN ADANA BÜYÜKŞEHİR ADAYI KİM OLACAK?

Tüm seçim bölgelerinde aday göstereceğini açıklayan AKP'de aday tespit çalışmaları devam ediyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi Adana’da kurulduğu tarihten bu yana hep birinci parti. 2002’den bu yana yapılan seçimlerde AKP Adana’da sadece 2004 yılında yapılan yerel seçimlerde Aytaç Durak ile seçim kazanabildi. 2009 yılında Mehmet Ali Bilici’yi, 2014 yılında ise eski Milletvekili Abdullah Torun’u büyükşehir Belediye Başkan adayı gösterdi, ancak kazanamadı.
31 Mart’ta yapılacak seçimlerde AKP’de Adana Büyükşehir Belediye Başkan adayları olarak eski eski bakanlardan Adana Milletvekili Jülide Sarıeroğlu ile eski bakan ve milletvekili atma Güldemet Sarı, İl Başkanı Fikret Yeni, Milletvekili Tamer Dağlı, Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan'ın isimleri gündemde. AKP’de 2014 yılında aday gösterilen eski milletvekili Abdullah Torun ile Mehmet Ali Bilici’nin de adları yeniden gündemde. AKP’de bu isimlerin dışında sürpriz bir ismin de aday gösterilebileceği kulislerde konuşuluyor.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°