AKP’nin hedefinde HDP var
Manşet Haber 7.10.2015 17:14:04 0

AKP’nin hedefinde HDP var

AKP’nin hedefinde HDP var

ridvan_turan_hdpHDP Adana Milletvekili Rıdvan Turan, “Turan, “Hükümet silahla bu sorunun çözülemeyeceğini biliyor” dedi.

HDP Adana Milletvekili adayları Şirin Park Otel’demedya mensupları ile bir araya geldi. HDP Adana Milletvekili ve 1 Kasım adayı Rıdvan Turan, çatışmalı sürecin HDP’yi zayıflatmaya yönelik olduğunu ifade etti. HDP çalışanlarının terör örgütü üyesi diye tutuklandığını ifade eden Turan, “Hükümet silahla bu sorunun çözülemeyeceğini biliyor.” şeklinde konuştu.

HDP’nin seçim çalışmasını yürüten çalışanlarının, meclislerinin hedef alındığını dile getiren Turan, Hükümetin hedefinin PKK değil, HDP olduğunu ifade etti.  “Savaş ve çatışma ile meselenin çözülmeyeceğini bildiği halde yüzlerce operasyon neden sürdürülüyor?  diye soran Turan, kendilerinin yüzde 10 barajının altına itilmeye çalışıldığını belirterek “Yapamadınız, yine yapamayacaksınız” dedi. Mersin’de Milletvekili Adayı İkram Vuran’ın ve HDP çalışanlarının gözaltına alındığını dile getiren Turan,  bir çok ilde buna benzer gözaltı ve tutuklamalar olduğunu belirterek “Arkadaşlarımızın yerini dolduracağız. Ve yolumuza devam edeceğiz” dedi.

ÇÖZÜMDEN SAVAŞA GELDİK

“Doksanlarda ne yaşadık, bugünlere nasıl geldik, demokrasi çıkışını nasıl gerçekleştireceğiz?” tartışmaları sürerken bir anda Recep Tayyip Erdoğan’ın müdahalesinin gündeme geldiğin ifade eden HDP Adana Milletvekili ve adayı Meral Danış Beştaş, “Bir anda recep Tayyip Erdoğan 90’ları aşan bir politika ile Türkiye’nin yurttaşlarını tehdit ediyor. hazirandan önce yapılan planın ilk adımı Suruç katliamı ile atıldı. 33 gencimizi katletti. Sonrasında korkunç kan deryasına dönüşen Türkiye’ye gedik, ve saldırılar devam ediyor” dedi.

GÜVENDE HİSSETTİRMEME POLİTİKASI İZLENİYOR

meral_danis_bestas_bdpbdp_7ekim_basinYaratılan savaş ortamı ile AKP ve Erdoğan’ın 90’larda ülkeyi yönetenlerden daha maharetli olduklarını gösterdiğini ifade eden Beştaş, “Kenan Evreni bile, Tansu Çiller, Süleyman Demirel’e taş çıkaracaklarını gösterdiler. Eşi benzeri az rastlanır bir politika ile seçimlere gidiyoruz” dedi.  İzlenen politikanın vatandaşa kendini güvende hissettirmeme politikası olduğunu dile getiren Beştaş, böylece hükümetin “Siz bize mecbursunuz. Bizi tek başına iktidar yapmazsanız baskıya devam ederiz” dediğini dile getirdi.Seçim beyannamesine konulan başkanlık maddesine şaşırdığını dile getiren Beştaş, 7 Haziran’da halk başkanlık istemiyoruz dedi. Ancak emir zinciri ile isteksizce başkanlık sistemini bildirgeye koymuşlar” dedi. HDP’nin savaşı ve baskı politikalarını durduracak güç olduğunu dile getiren Beştaş, sabah saatlerinde Mersin’de yapılan siyasi soykırım operasyonlarında HDP Mersin Milletvekili adayı İkram Vuran’ın gözaltına alınmasına da tepki gösterdi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°