ALAN TOURİNG-HUYSUZ VİRGİN

ALAN TOURİNG-HUYSUZ VİRGİN






Bugün 23 Haziran…Bir dehanın doğum günü.Alan Touring dünya tarihini değiştiren adam.





Okul hayatında hep dışlandı.Tek arkadaşı Christopher Marcom idi. Zamanla ona hissettiği yakınlığın aslında eşcinsellik olduğunu fark etti.Okulun bitimine birkaç hafta kala Christopher tüberkülozdan öldü. Büyük bir şoktu Alan için. İnancını kaybetti; ateist oldu. 





Olağanüstü bir matematik zekası vardı. Turing Makinesi kavramını ortaya attı. II. Dünya Savaşının ortasında,orduda kriptoloji ekibine katıldı. Naziler, haberleşmelerinde değişen şifreli mesajlar kullanıyorlardı. Alan, Alman deniz kuvvetlerine ait şifrelerin kırılımı için çalışan kriptoanaliz ekibinin başına getirildi.Bombe isimli elektronik bir makine yaptı.Tarihçilerin tahminine göre şifrelerin kırılması, savaşı iki yıldan fazla kısaltarak, 14 milyon hayatı kurtarmıştı.





“Bilgisayar Mekanizması ve Zeka” isimli makalesinde yapay zeka konusunu işledi. Bir  makinenin akıllı sayılabilmesi için gereken standartları belirledi.  





Yapay zeka konusunda çalışırken,satranç oyunu için bir algoritma programladı.





Savaştan kısa bir süre sonra eşcinsel olduğunu açıkladı. O yıllarda eşcinsel olmanın da, bunu açıklamanın da cezası acımasızcaydı.1885-1967 yılları arasında Britanya Hukuku, 49.000 eşcinsel erkeği, ahlaksızlıktan mahkum etmişti.





Eşcinsel olduğu için ahlaksızlıktan hüküm giydi ama kendisine bir seçenek sunuldu. Ya uzun bir hapis cezası, ya da kimyasal hadımlık. İkincisini seçti Alan. Mahkeme kararı ile yüksek dozda kadınlık hormonu enjekte edildi kendisine. Cinsel istekleri yok oldu, göğüsleri büyüdü. Ama en önemlisi, düşünme yetisini kaybediyordu.





Yenilikçi ve sıradışı Alan günbegün yok oluyordu.





Bununla yetinmedi İngiliz Gizli Servisi. Alan’ı göz altına aldı. Eşcinselliği nedeniyle daha güvenilmez ve şantaja açık olduğunu düşünüyorlardı. Artık her hareketi izleniyordu II. Dünya Savaşı’nda milyonlarca insanın hayatını kurtaran Alan unutulmuştu. Arkadaşları birer birer terk etti Alan’ı; evine kimse uğramaz oldu.





.





Ve Alan, henüz 42 yaşındayken intihar etti.





2013'te Kraliçe 2. Elizabeth, Alan’a kraliyet affı bahşetti.50 yıldan fazla devlet sırrı olarak kalmıştı. Sonra da İngiltere sokaklarında heykellerini diktiler.





O heykellerden birinin elinde birazı ısırılmış bir elma var. İntiharında yanında bulunan elma. İntihar etmek için, içine siyanür enjekte ettiği ve birazını ısırıp, öldüğü elma.





Yıllar sonra bir başka dahi, Steve Jobs aldı o elmayı, kendi şirketi Apple’a logo yaptı. Gök kuşağı içinde.





Şimdi yobazlar gök kuşağının eşcinsellerin simgesi olup olmadığını tartışıyor.





ALAN TOURİNG VE HUYSUZ VİRGİN…





  • DÜNYAYA GELİŞLERİNDE HİÇBİR TERCİHLERİ OLMAYAN,
  • HAYATLARINI BAŞKALARININ TERCİHLERİNE GÖRE YAŞAYAN,
  • BİRİ İCADIYLA 14 MİLYON İNSANININ HAYATINI KURTARAN, DİĞERİ BÜTÜN BİRİKİMİNİ İNSAN YETİŞTİREN BİR DERNEĞE BAĞIŞLAYAN İKİ İNSAN.




KİM NE DERSE DESİN…





  • İKİSİ DE SAYGIN, YA DA EN AZINDAN BENİM SAYGI DUYDUĞUM KİŞİ.


25.04.2024 BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

İfral TURGUT

23.07.2020 07:16:25

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI