Alanlarda Var, Listelerde Yok...

Alanlarda Var, Listelerde Yok...

Gezi olayları Türkiye’de gençliğin ne kadar yaratıcı ve tomlumsal olaylara duyarlı olduğunu gözler önüne sermişti. Gezi nedeniyle iktidar partisi hariç neredeyse tüm siyasi partiler gençlerin daha çok siyasette yer alması gerektiğini dile getirmişti.

Gençlerle birlikte hareket eden genç ve kadınların da ülke yönetimlerinde söz sahibi olmasının önemi vurgulanmıştı. Siyasi partiler genel  başkanlar ağzıyla kadınların ve gençlerin yanında ve destekçisi olacaklarını belirtmekle kalmayıp çeşitli kademelerde görev verebileceklerini de açıkça dillendirmişti.

Şimdi gelinen noktada Adana’ya bakıyoruz.

Belki Türkiye’nin başka kentlerinde kadınlar ya da gençler belediye başkan adayı olarak yer almıştır. Geniş çaplı bir araştırmamız olmamakla birlikte aslında diğer bölgelerde de kadın ve genç adına çok da yer verilmediğini biliyoruz.

CHP’de sadece Karaisalı’da kadın belediye başkan adayı var. HDP eşbaşkanlık sistemiyle Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Adana’da da bir kadın bir erkek başkan adayıyla yola çıktı. İşçi Partisi, TKP ve LDP’nin de kadın adaylara yer verdiğini biliyoruz. Bu konuda HDP başta olmak üzere adı geçen diğer partilere de hakkını teslim ederek yazıya devam ediyoruz.

Başkan adaylıklarında durum böyleyken meclis üyesi adaylarına dönüyoruz.

Burada da büyük bir eksiklik ya da vurdumduymazlık var. Kadınlar seçilebilecek yerde mumla aranıyor. Bir-iki kişiyi bulabiliyorsunuz.  Gençleri arasanız da bulamıyorsunuz.
Gençlerin ve kadınların bu konuda en çok eleştirdiği parti CHP olsa da MHP ve AKP listelerine göz attığınızda durumun çok farklı olmadığını görüyorsunuz. Mücadele eden, sokaklarda adayları için broşür dağıtan, afiş asan gençler, evlerde yapılan çalışmalarda ön plana çıkan, köylü kadınlarla haşır neşir olan kadınlar ancak belediye meclislerinde yer alanlar nedense başkaları…

Kimseyi kırmak, incitmek niyetinde değilim. Listelerde çevreyi tanıyan, mühendislik uygulamalarını iyi bilen, çevre ve şehirciliğin ne demek olduğunu ezberlemiş kaliteli isimler de var.

Zaten bu isimlere kimsenin itiraz ettiği de yok.

Anlatmak istediğimizin az çok anlaşıldığını düşünüyoruz.

Kadınları ve gençleri hep ama hep geri plana iten bir zihniyet ülkeyi de Adana’yı da bir adım öteye taşımaz.

Çağdaşlığın, ilericiliğin, gelişimin ve özgün fikirlerin önüne set çekildiği sürece bizden bişey olmaz...

İyi haftalar…

 

omeruney01@gmail.com

adanaulus

22.02.2014 21:09:42

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI