ALDANMAK-ALDATILMAK

ALDANMAK-ALDATILMAK






Önce iki kısa bilgi…





  1. Bir çok ülkede yayınlanan, “History Life” dergisi bu ayki sayısını “En Büyük Devrimciler”e ayırdı ve  Atatürk’ü kapak yaptı. Uzun üzün anlatmaya gerek bile yok.




  • İnebolu: Karadeniz kıyısında 22.000 nüfuslu küçük bir ilçe. Çanakkale Savaşına aktif olarak katıldı. Dönemin önemli bir ticaret merkeziydi.  Kurtuluş Savaşı'nda çok önemli roller oynadı.   Kurtuluş Savaşı'na katılmak için Ankara'ya gitmek isteyenlerin tercih ettiği bir yoldu. Çünkü Ankara’ya karadan ulaşmak çok zordu. Anadolu’ya ikmalin yapılabileceği belki de yegane yolun başlangıcıydı. Kurtuluş Savaşının kahraman şehriydi




24 Ağustos 1925’te Atatürk, İnebolu’yu ziyaret etmek istedi. Halkla tanışmak, konuşmak, onları dinlemek, sohbet etmek istiyordu. Uygarlık sohbetleri yapacaktı. “Medeniyet öyle kuvvetli bir ışıktır ki, kendisine bigane kalanları, yakar, mahveder,” dediği yer burasıydı.





Üç gün kaldı, İnebolu’da. İnebolu üç gün, üç gece bayram yaptı. Fener alayları düzenledi. Her gün sohbetler yapıyordu. Kadınlı erkekli… Bir toplantının açış konuşmasını bir genç yaptı. Dedi ki, “Ey, sevgili Gazimiz, eğer gösterdiğiniz yoldan geriye dönersek, milletimizin vebali üstümüze olsun. Siz bizim örneğimizsiniz.”





Gazi cevaben yaptığı konuşmaya, “Efendiler..” diye başladı. Sonra da açıkladı neden efendiler dediğini. Bu hem Hanımefendiler, hem de Beyefendiler demekti. Sonra devam etti:





-“Ben şimdiye kadar millet ve memleket hayrına ne gibi hamleler, ne gibi inkılaplar yapmışsam,hep halkla temas ederek, onların bilgi ve sevgilerinden kuvvet ve ilham alarak yaptım. Şimdiye kadar yaptığımız işlerde, aldığımız kararlarda ALDANDIĞIMIZ ve millet aleyhine çıkan hiçbir şeyimiz yoktur.”





Salon adeta yıkılıyor, halk hep bir ağızdan bağırıyordu. 





-“Asla aldanmadınız, asla. Asla…” (Tek Adam- 3.Cilt-Sayfa:230)





Halk için yapmak, sonra yapılanların hepsini halka malederek halka bağışlamak…İşte onun liderliğinin ve inkılapçılığının sırrı.





Onun çağında, Avrupa’da milletlerin önüne düşen, hatta milletlerinin uyuyan kudretlerini uyandırıp zaferler kazanan başka lider yok muydu? Vardı, elbet. Ama onlar yapılanları kendilerine mal edip, kendilerini insanüstü varlıklarmış gibi halktan koparıp, milletlerinin kalbine yerleşecek yerde, milletlerinin sırtına tünediler. Sonra da bir cenaze töreninin ardından milletlerinin anılarından, hafızalarından silinip gittiler.





OYSA ATATÜRK, ÖLÜMÜNDEN 82 YIL SONRA, HALA:





  • MAYIS, 2020’DE DÜNYAYA, EN BÜYÜK DEVRİMCİLERE ÖRNEK OLARAK DERGİLERE KAPAK OLUYOR.
  • MİLLETİNİN KALBİNDEKİ YERİNİ HER GÜN BİRAZ DAHA GÜÇLENDİRİYOR.




ÇÜNKÜ O;





  • MİLLETİNİ HİÇ BİR ZAMAN ALDATMADI.
  • KENDİSİNİ DE HİÇ KİMSE ALDATAMADI.


25.04.2024 BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

İfral TURGUT

19.05.2020 18:28:26

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI