Aldırmaz’dan Rektör Kibar’a ziyaret
Manşet Haber 26.08.2012 22:05:01 0

Aldırmaz’dan Rektör Kibar’a ziyaret

Aldırmaz’dan Rektör Kibar’a ziyaret

Adana(Ulus)--Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından atanan ve göreve başlayan Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar’ı ziyaret ederek, “hayırlı olsun” dileğinde bulundu.

Prof. Dr. Mustafa Kibar ile görüşen Zihni Aldırmaz, Çukurova Üniversitesi’nin çok önemli bir eğitim kurumu olduğunu vurguladı.

Rektör Prof. Dr. Mustafa Kibar’a görevinde başarılar dileyen Zihni Aldırmaz, “Çukurova Üniversitesi Adana için çok önemli bir kurum. Elele yapabileceğimiz çok şey olduğuna inanıyorum. Üniversitenin kentle bütünleşmesiyle kente önemli hizmetler vereceğine inanıyorum. Özellikle Ziraat Fakültesi ile peyzaj konusunda birlikte çalışmalar yapabiliriz. Ayrıca belediyemizin üniversitemize yapacağı her hizmette yanınızdayız” dedi.

Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar da, “Üniversite olarak şehre katkı koymak, her şeyden önemlisi bunları şehirle barışarak yapmak istiyoruz” ifadesini kullandı.

Belediye ve üniversitenin ortak projeler gerçekleştirebileceğini anlatan Prof. Dr. Mustafa Kibar, “Üniversiteler bilgi birikimi en üst düzeyde kurumlardır. Bu bilgi birikiminden şehrin yararlanması gerekir. Çukurova Üniversitesi şehirle kucaklaşmaya hazır. Bize düşene görevi yerine getirmek istiyoruz” şeklinde konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°