<strong>ALIŞVERİŞ BAĞIMLILIĞI NEDEN OLUR?</strong>
Manşet Haber 13.03.2023 17:42:58 0

ALIŞVERİŞ BAĞIMLILIĞI NEDEN OLUR?

ALIŞVERİŞ BAĞIMLILIĞI NEDEN OLUR?






Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cemil Çelik,s on yıllarda kökeni psikososyal (psikolojik ve çevresel) etkenlerin olduğu psikiyatrik rahatsızlıklarda artışa dikkat çekti, “Bu rahatsızlıklardan biri de Alışveriş Bağımlılığıdır. Tıp dünyasında Onyomani olarak bilenen Alışveriş Bağımlığı dünya genelinde günden güne artmaktadır. Sosyal medya kullanımı, dijital pazarlama gibi etkenler Alışveriş Bağımlılığını hızla arttırmaktadır. “dedi.





Çelik, yapılan araştırmalara göre kadınların erkeklerden daha çok alışveriş bağımlılığı belirtileri gösterdiğini ifade ederek şöyle konuştu:





“Alışveriş yapma dürtüsü kişide pozitif duyguların yaşanmasına neden olmaktadır. Başlangıcı tipiktir. Kişi kendisini kötü hissettiği zamanlarda alışveriş yapınca rahatladığını hisseder. Bu ürün maddi değeri çok az olsa bile kişide aynı etkiyi yapar. Bu süreçte kişi kendini iyi hisseder. Fakat yaşanılan olumlu duyguların verdiği iyilik hissi alışveriş sonrası zaman içinde azalıp, kaybolmaktadır. Hasta yine aynı iyi duyguları yaşamak için tekrar alışveriş yapar. Bu süreçlerin sıklıkla tekrar etmesi ile bağımlılık döngüsüne girilmiş olur. 





Alışveriş Bağımlılığı Nasıl Anlaşılır? 





Genel olarak alışveriş bağımlıları; hastalığın ilk evrelerinde durumu fark etmezler. Kişilerde bağımlılık davranışları zaman içinde yaygın olarak görülmeye başlar. 





Günümüzde sıklıkla alışveriş bağımlılığı belirtileri merak edilir. Alışveriş bağımlılığı belirtileri genel olarak şunlardır; 





*Alışveriş sırasında kendini mutlu ya da güçlü hissetme 





*Sık alışverişlerin yapılmasından dolayı yakın çevreden uyarılar alma 





*Bütçe olarak belirlenen alışveriş bütçesinden daha fazla alışveriş yapma 





*Kendini değersiz ya da kötü hissedince alışveriş yapma arzusunun yoğun olarak yaşanması 





*Alışveriş için harcanan paraların farkına varılmaması ya da kontrol edememe 





Son yıllarda alışveriş bağımlısı olmak; gündelik yaşamın getirdiği etkilerden dolayı çok daha kolay oluyor. Ayrıca pek çok kişi alışveriş yapmayı özendirme için yapılan reklamlardan ve dijital dünyanın getirdiği kolaylıklardan dolayı bu alışkanlığı hızlıca kazanabilmektedir. Bu yüzden günümüzdeki pek çok etken alışveriş bağımlılığına yatkınlığı arttırmaktadır. 





Alışveriş Bağımlılığı Tedavi Edilebilir Mi? 





Son yıllarda dünya genelinde alışveriş bağımlılığının sayısının artması ile genel olarak alışveriş bağımlılığı tedavisiyle ilgili çalışmalar da artmıştır. Alışveriş bağımlıların tedavi süreçleri genellikle bireysel olarak ilerler. Çünkü alışveriş bağımlılığının en önemli sebebi psikososyal nedenlerdir. Özellikle de herkesin yaşadığı duygu birikimlerinin farklı olması tedavi süreçlerinin özel olarak yapılandırılmasını gerektirir. 





Pek çok kişi bağımlılığın ilerleyen evrelerinde kendisinin hasta olduğunu fark eder. Bağımlılığın ilerlemesi ise kişinin kendisini alışveriş yapmayı kontrol etme konusunda daha çok zorlanmasına sebep olur. Bu yüzden de hastalığın tedavi sürecinde tetikleyici etken olan çevresel faktörlerin davranış düzenlenmesi ile yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. 





Alışveriş Bağımlılığında Psikolojik Etkenler 





Tıp dünyasında onyomani olarak geçen alışveriş bağımlılığı tamamen psikolojik bir hastalıktır. Genel olarak günümüz insanı çoğu yaşadığı tetikleyici olayda değersizlik hissine kapılmaktadır. Değersizlik hissi ile mücadele eden birçok kişi, kendisini kanıtlamak, değerli ve mutlu hissetmek için kendine bir şeyler alma ihtiyacı hisseder. Eğer bu davranışını alışkanlık haline getirirse ve değerli olma hissini hep bu yolla karşılarsa, artık bağımlılık yolu açılmış olur. 





Bağımlılık tedavilerinde kullanılan tedavi yöntemleri Alışveriş Bağımlılığında da etkilidir. Özellikle psikososyal tetikleyiciler ön planda olduğu için kişinin baş etmekte zorlandığı durumların tespiti, bunların geçmiş mikrotravmalar ile bağlantılarının çalışılması önem arz etmektedir. Bilişsel Davranışcı Psikoterapinin bağımlılık konusunda etkinliği kanıtlanmıştır. Travma odaklı terapilerin de etkili olduğuna dair çalışmalar vardır. Genel olarak alışveriş bağımlılığı tedavi süreçlerinde hastanın karşılanmayan temel ihtiyacının belirlenmesi ve uygun terapi desteği ile bu ihtiyacının uygun yollarla karşılanmasının sağlanması hedef alınmalıdır. “



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°