ALKOL VE SİGARAYA ZAM TİRYAKİ İÇİYOR DEVLET KAZANIYOR!
Manşet Haber 12.07.2020 22:12:16 0

ALKOL VE SİGARAYA ZAM TİRYAKİ İÇİYOR DEVLET KAZANIYOR!

ALKOL VE SİGARAYA ZAM TİRYAKİ İÇİYOR DEVLET KAZANIYOR!


Yeni yıla zamlar ve zamlı vergilerle girmiştik. Pandemi döneminde de bu zamlar devam etti. Her taraf ateş pahası. Her türlü alkollü ve alkolsüz içkilere Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK)verilerine göre son bir yılda yüzde 15.08 oranında artırıldı. AKP karşıtlarını, yaşam tarzı üzerinden dizayn etmeye çalışıyor. Daha önce de bu köşede yazdığım gibi ‘’tiryaki içiyor Devlet kazanıyor!’’ Halkın ve gençlerin ‘’oy moy yok’’ihtarı karşısında inançlı temiz Anadolu insanının dini inancını istismar ederek seçmenini konsolide etmeye çalışıyor.Ama çabası boşuna!





18 LİRAYA SATILAN SİGARANIN VERGİSİ 15 LİRA 45 KURUŞ





Özel Tüketim Vergisi Kanununun 12/3 maddesine göre; Cumhurbaşkanı’nca daha önce belirlenen vergi tutarları, TÜİKtarafından ilan edilen ÜFE oranında arttırılarak fiyatlara yansıtılmaktadır.





Alkollü, alkolsüz ve sigara ve benzeri tütün ürünlerine ilki Temmuz 2019 da yüzde 8.1, oranında,ikincisi Temmuz 2020’deyüzde 6.98 oranında olmak üzere 12 aylık zaman diliminde toplam yüzde 15.08 oranında ÖTV zammı yapıldı.ÖTV üzerinden ayrıca KDV alındığı yani verginin de vergisi alındığı için zam oranı yüzde 18’e yaklaşmaktadır.





Tamamı yabancı isimli olan, Türkçe isimli olanlarınsa yabancılara satılan sigaralar da dahil olmak üzere onlarca sigara markası çeşitli fiyatlarla satılıyor.Kaçak satılan yabancı sigaralar ise cabası…





Şimdi gelin bir paket sigarada ne kadar vergi var onu birlikte hesaplayalım.





Sigara içme alışkanlığına duçar olmuş bir yurttaşımız market kasasının üstündeki dolaptan 18 TL verip bir paket sigara aldığında;12 lira 14 kuruş özel tüketim vergisi, 3 lira 31 kuruş da katma değer vergisi olmak üzere toplamda 15 lira 45 kuruş vergi ödemektedir.





Vergileri saymazsak sigaranın kâğıdı, tütünü, işçiliği ve bayi karı da dahil bir paket sigaranın maliyetisadece 2 lira 55 kuruştur etmektedir.





Günde bir paket 18 TL’lik bir sigara içen bir tiryakinin 1 yılda Devlete ödediği ÖTV+KDV 5 bin 639 lira 25 kuruş etmektedir. Dedik ya ‘’tiryaki içiyor Devlet kazanıyor!’’





En ucuzu 14 liraya satılan sigara paketinin 10 lira 01 kuruş özel tüketim vergisi, 2 lira 68 kuruş da katma değer vergisi etti mi 12 lira 69 kuruş. Bu en ucuz sigara paketi vergiler olmasaydı dar gelirli yurttaşımızyalnızca 1 lira 31 kuruş ödeyecekti.





Yukarıda örneklediğimiz iki paket sigaranın vergisi, fiyatının 10 katından fazla! El insaf!





Bir an için insan sağlığına zararı nedeniyle bu tür ürünlerin bir miktar yüksek vergilerle caydırıcı olması kabul edilebilir; ama ‘’Vur dedikse öldür demedik!’’Diye de bir halk sözümüz vardır.





Bırakmak isteyip de bir türlü bırakamadığı, sağlığına, aile bütçesine zararlı bir paket sigaranın vergisi de sigara bedelinin on katından fazla olması AKP’nin halka reva gördüğü bir zülümdür!





GELELİM ALKOLLÜ İÇKİYE BETERİN BETERİ BURDA!





Turpun büyüğü heybede! Alkollü içkide daha da beterin beteri. Muhafazakâr seçmene; ‘’Bak biz içkiye nasıl zam yapıyoruz.’’Şark kurnazlığından başka bir şey değildir.





Gelelim hesaplamalara: 50'lik bir kutu bira 12 lira dolaylarında satılıyor. Ürün fiyatı 5 lira 06 kuruş, ÖTV’si 5 lira 11 kuruş, KDV ise 1 lira 83 kuruş toplamı toplam vergisi 6 lira 94 kuruş etmektedir.Vergisi fiyatından fazla!





70'lik rakının bayi karı dahil fiyatı 48 lira ÖTV'si 87 lira 97 kuruş, KDV’si 24 lira 48 kuruş toplam vergisi 112 lira 45 kuruş satış fiyatı ise 160 liraya satılmaktadır.





48 liralık bir 70’lik rakının ÖTV+KDV’si toplamı 112 lira yani ürün fiyatının üç katına yakın bunun bir de bayi ve restorantta kârla satıldığı ve bunun da gelir/kurumlar vergisi var. Oh ne âlâ! Altta kalanın canı çıksın!





Alkol derecesi yüksek içkilerde de vergi daha da yüksektir.





İktidar yasaklarla, aşırı zamlarla yaşam tarzı yaşam tarzı kendine benzemeyeni cezalandırıyor. 4’ncü Murat uygulamalarının Bekri Mustafa fıkralarına konu olduğu gibi uygulamalarla; yasaklarla, cezalarla bir toplum dizayn etmeye çalışmanın ne kadar beyhude olduğu zamanla çıkacak amma halk ezilmeye devam edilecek, ülke ekonomisi özellikle turizm bu uygulamadan olumsuz etkilenecektir.





Yani bir turizm ülkesi olan Türkiye’nin alkollü içkilere karşı bu din dalkavukluğu ile iki oy için bütün ülke ekonomisi feda edilmektedir. Kendi ülkesinde 5 Euroya içtiği şarabı Türkiye’de 30 Euroya içerse bir daha Türkiye’ye gelir mi?





İçkinin de sigaranın da tüketilmesi elbette ki zararlı bir alışkanlıktır ama yasaklarla zam ve cezalarla değil eğitim ve tedavi ile bıraktırılacak bir alışkanlıktır. Ayrıca da bütün Dünya’da yaygın bir kullanım alanı olan bu ürünlerin ekonomik değeri de ortadadır.





Ege’nin, Ak Denizin, Kara Denizin, Anadolu’nun üzümünü, tütününü endüstriyel olarak işleyip alkolü ve alkolsüz içki ve tütün ürünü yapmayan Türkiye’nin yabancı sigara ve içkiler üzerinden ezici vergilerle yetinmesi üreticinin köylünün ve de tüketicinin cezalandırılması değil de nedir?





Sabri Arpaç





sabriarpacymm@gmail.com



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°