Bıcaksız Kalp Kapakçığı Ameliyatı
Manşet Haber 1.07.2013 14:25:46 0

Bıcaksız Kalp Kapakçığı Ameliyatı

Bıcaksız Kalp Kapakçığı Ameliyatı

Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesinde 83 yaşındaki hastaya ameliyatsız yöntemle kalp kapakçığı takıldı.

balcalı_kalp_bicaksızKalp kapakçığındaki sorun nedeniyle bir süre önce Balcalı Hastanesi'ne başvuran Terbiye Aguş’a, Kardiyoloji Ana Bilim Dalında Mesut Demir, Hakan Poyrazoğlu, Mehmet Kanadaşı, Ali Deniz, Mustafa Demirtaş, ile Ayhan Uysal’dan oluşan ekip tarafından TAVI (Transcatheter Aortic Valve Implantation) işlemi ile ameliyatsız olarak kalp kapakçığı tedavisi uygulandı. Aguş şimdi sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor.

Balcalı Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Yeşim Taşova ve operasyonu gerçekleştiren ekip Terbiye Aguş'a Kardiyoloji Yoğun Bakım Servisinde geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Taşova operasyonu gerçekleştiren ekibe teşekkür ederek 'Hastamız ameliyatla tedavi süresinin altında bir zamanda taburcu olacak bu durum hastanın da ileriki zamanda yaşam kalitesi açısından son derece önemli' dedi.

Aguş ise operasyonu gerçekleştiren hocalara teşekkür ederek, kendini çok iyi hissettiğini dile getirdi.

Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Demir, operasyonla ilgili yaptığı açıklamada, 'Kalbin aort kapakçığının kireçlenmesi ve buna bağlı olarak daralması ilerleyen yaşla beraber önemli bir sorun haline geliyor, bu durum Aort darlığı kalp yetersizliği, ritim bozuklukları hatta ölümle sonuçlanıyor.' ifadesini kullandı. Demir, Aort darlığı nedeniyle ameliyat gereken hastaların yaklaşık yarısının 75 yaşın üzerinde olduğunu belirterek şöyle devam etti. 'Artan yaşla beraber akciğer, böbrek, beyin, karaciğer gibi organların hastalıklarının da artması, 10 yıl öncesine kadar yalnızca ameliyatla tedavi edilebilen aort darlığının tedavisini zorlaştırmakta ve zaman zaman yüksek risk nedeniyle bu hastalar ameliyat edilememekteydi.  Yüksek risk nedeniyle kalp ameliyatı uygulanamayan hastaların tedavisini sağlamak amacıyla TAVI (Transcatheter Aortic Valve Implantation) işlemi geliştirildi ve ilk kez 2002 yılında Fransa’da başarıyla uygulandı. Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde artan deneyim ve cihazların teknik özelliklerinin geliştirilmesiyle, TAVI her geçen gün giderek artan başarı ile uygulanmakta.'  Bugün için TAVI'nin yalnızca yüksek riskli hastalarda ameliyat için alternatif olduğunu vurgulayan Demir, 'Bu işlem göğüs kafesini açmadan, sıklıkla da anjiyografiye benzer olarak kasıktan girilerek uygulanmakta. İşlem sonrası iyileşme dönemi ameliyata göre daha kısa. İşlem için uygun hasta seçimi oldukça önemli. Bazı hastalarda ise değişik nedenlerle işlem uygulanamıyor' dedi.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°