Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, İklim Krizinin Adana tarımını olumsuz etkilediğini söyledi, "Artan sera gazı emisyonları nedeniyle değişen iklim koşulları, tarımsal üretimimizi doğrudan etkileyerek: Verim kayıplarına, Ürün kıtlığına, Çiftçi gelirlerinde düşüşe, Kırsal yoksulluğun artmasına yol açmaktadır." dedi.
"MISIR HASADINDA SONA GELİNDİ"
Bilgiç, Tarımsal üretimi ve ormanları korumanın sadece bir meslek sorumluluğu olmadığını, bu topraklarda yaşayan herkesin gelecek nesillere karşı en büyük görevi olduğunu belirtti. Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi:
"Zorlu iklim koşullarına rağmen Adana'da mısır hasadında sona gelinmiştir. Bu yıl yaklaşık 850 bin dekar alanda mısır ekimi yapılmış ve yaklaşık 1 milyon 100 bin ton civarında da rekolte beklenmektedir. Ancak kuraklık, bazı yerlerdeki sulama sorunları ve 9 Ağustos'ta yaşanan olağanüstü sıcak hava dalgası, üretimi olumsuz etkilemiştir. Bu yıl, üreticilerimiz için gerçekten çok ağır geçti. Don olayları ve kuraklık, pek çok ürünümüzde verimi ve kaliteyi düşürdü. Birçok üreticimiz, bir yıl boyunca harcadığı emeğin karşılığını alamadı. Artan sera gazı emisyonları nedeniyle değişen iklim koşulları, tarımsal üretimimizi doğrudan etkileyerek: Verim kayıplarına, Ürün kıtlığına, Çiftçi gelirlerinde düşüşe, Kırsal yoksulluğun artmasına yol açmıştır. Bu zorluklar karşısında yapılması gereken önerilerimiz şunlardır:
Su yönetimimizi akılcı şekilde planlamak, Kuraklığa dayanıklı tohum çeşitlerini geliştirmek, Basınçlı ve tasarruflu sulama sistemlerini yaygınlaştırmak, Üretim planlamasını bilimsel verilere dayandırmak, Çiftçilere iklim adaptasyonu konusunda teknik destek sağlamak, Tarımsal sigortanın kapsamını genişletmektir.
TARIMDA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ DEVAM ETTİRMELİYİZ
Tarımsal üretimde bu yıl yaşanan sıkıntıların devam etmesi halinde, üretimden çekilen üreticiler görmemiz olasıdır. Bizlerin görevi, binbir emekle zor şartlarda üretim yapan çiftçilerimizi sürdürülebilir olmaktan uzaklaştırmamak olmalıdır. Bitkisel üretimle ilgili yapılan çalışmaları ve mevcut destekleri takdir ediyoruz. Ancak stratejik öneme sahip, dışa bağımlılığımız yüksek olan ürünlerde desteklerin artırılması gerektiğini, sahayı yakinen bilen birisi olarak açıkça ifade ediyorum. Ayrıca her yıl olduğu gibi bu yılda yanan ormanlarımız yüreğimizide yakıyor. Eşsiz coğrafyamızın bitki örtüsü, ekosistemi, endemik türleri yok oluyor; yaban hayatı zarar görüyor. Buradan bir kez daha altını çizerek söylüyorum: Ormanlarımızı bilerek yakanlar bizim nazarımızda vatan hainidir. Bu tiplere en ağır cezalar verilmelidir. Orman Yangınlarının önüne geçilmesi içinde toplum olarak her birimize ayrı ayrı görev düşmektedir. Ormanlarımızda milli servettir."