Tarih: 04.09.2019 16:55

FUTBOLUN SPARTAKÜS’Ü VE İKİ METİN

Facebook Twitter Linked-in






Metin Kurt… 1948!de Kırıkkale'de doğdu. Liseye devam
edeceği sırada babası öldü ve aile reisliği omuzlarına bindi. Hayallerine
kavuşmak için bir yandan top oynamalı, bir yandan da manavçıraklığı yapmalıydı.
Yetenekli futbolcuydu; ilk sözleşmesini   Altay'la imzaladı; bir sonraki durağı
Ankara'nı PTT takımıydı.





Bir gün, takımın okumaya meraklı malzemecisi,ona Victor
Hugo'nun Sefiller'ini verdi. Böylece onun hiçbir zaman bitmeyecek okuma serüveni
başlayacaktı. Kitabı o kadar beğendi ki, bitirince doğruca Çıkrıkçılar Yokuşuna
giderek kitap aramaya başladı. Hayat görüşünü tamamen değiştirecek bir kitap
aldı: ABD Başkanı Kennedy'nin "Cesaret Profilleri" adlı kitabı. Kennedy bu
kitabı başkan seçilmeden önce Senato için yazmıştı. Kitapta hayatını insanların
mutluluğu için harcayan sekiz siyasetçinin biyografileri vardı.Kitap Pulitzer
ödülünü kazanmıştı.





Metin o zamana kadar hiç tanışmadığı, duymadığı,
bilmediği bu adamların cesaretine hayran kalmıştı. Kendisini Türk futbolunun
Che'si olarak adlandırıyor, sonradan hep karşı olacağı Kennedy'nindüşüncelerinden
etkilenmişti."Doğru olduğuna inandığın şeyden çekinme, er ya da geç zafer senindir,"
demeye başladı.





Bir gün tartıştığı hocası ona, "Söylediğinde haklıydın ama
hata ettin. Bir şey için savaşacağın zaman üç şeyi aklından çıkarma: Konumun,
karşına aldığının konumu ve ne zaman savaştığın.
" Metin bunu anıları
arasına yazdı ama bu
tavsiyeye hiçbir zaman itibar etmedi. Ham adalet duygusu, biraz gençlik, biraz
isyan hissi Metin'i hep yönetti.





Çılgın gibi okuyordu.Marx ve Hegel'i okuyarak dünyadaki
yerini kavramaya çalışıyordu.





Buarada Galatasaray'ın dikkatini çekmişti. Anlaştılar.
Yeni bir hayat başlamıştı. 





Bir gün bir maç çıkışında üzerinde doğru dürüst kıyafeti olmayan,
yalın ayak bir çocuk ondankramponlarımın bağcıklarını istedi. Sadece bağcıkları.
Gözyaşlarını tutamadı."Gerçekler 
kafama balyoz gibi indi o an. O çocuğu hiç unutamadım. Unutmak da
istemedim. O günden itibaren o yavru yolumu aydınlatmıştır,"
diye
anlatacaktı o günü





O andan itibaren kendisini komünist olarak nitelemeye
başladı. Tribüne en yakın yer olan çizgide oynuyor, "Halka en yakın yer neresi ise
orada oynarım, antrenör ve idarecilerin olduğu tarafta oynamayı sevmiyorum;
kapalı tribünün önünde oynamamak için bir devre sağ, bir devre sol açıkta  oynarım,"
diyordu.





Galatasaray'da her şey iyi gidiyordu.  Ne var ki, 1973 yılındakulüp ödemeleri biraz
geciktirmişti.  Metin,"Galatasaray'ın
bana borcu var,"
diye bir bildiri yayınladı. Hem de kimseyle
konuşmadan.





Kafasında bir fikir şekilleniyordu. Güçlü bir Oyuncular Sendikasının
kurulmalıydı ve 1975'te Amatör Sporcular Derneğini kurarak isyan bayrağını çekti.
O artık futbolumuzun Spartaküs'i idi. Bu olay, onun futbola anarşi soktuğu
şeklinde yorumlandı.





Türkiye Kupasını kazandıklarında, hak ettikleri pirimin
hemen ödenmesi için yeni bir bayrak açtı. Pirim bir maçtan önce şeref
tribününün  önüne gelerek, Kulüp Başkanı
Turgan Ece'nin istifasını istedi. Olacak şey değildi. İpler koptu ve Metin
Kayseri'ye gönderildi.





İstanbul'dan uzakta olmak belki daha da iyiydi.İstediklerini
daha rahat söylüyordu. Futbolcuların oynayacakları takımı özgürce kendilerinin
seçmesini istiyordu ."Futbolcu işçidir. Kendi emeğini istediği gibi satabilmelidir. Eğer
takımlar onları alıp satıyorsa, futbolcular köledir,"
diyordu.





78'de emekli oldu. Jübile istemedi. Jübileyi sadaka
sayıyordu. 12 Eylül 1980'de Türk Sporcuları için kurulacak sendikanın
bildirisini açıklayacağı gün ihtilal oldu.





64 yaşında vefat etti. Geriye yontulmamış bir hınç, bir
adalet arayışı, futbolda bir daha rastlayamayacağımız eşitlik duygusunu
bıraktı.





Bir çok hata yaptı ama öbür Metin gibi değişen şartlar
ilkelerini değiştirmedi. Adamdı.





Öbür Metin dün demiş ki, "Bu yargı paketi, Türkiye
demokrasiden koptu diyenlere bir tokat olacaktır."  Hem de hiç utanmadan, sıkılmadan. Yazıklar
olsun. Böyle bir dönüşüm için nasıl bir kemik aldın?





Ve yine dün,  İstanbul Barosu, Türkiye Barolar Birliği'nin olağanüstü
genel kurula
çağrılması için delegeleriyle toplantı kararı aldı.
Gerçekleşirse, boyunun ölçüsünü alarak gerçek kalibresini
görecek.





VE SENİN
SÖZÜNLE BİTİREYİM, ÖTEKİ METİN









.





Orjinal Habere Git
— HABER SONU —