Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu beş gazetecinin evlerinden alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne ifade vermeye götürülmesiyle ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada şu görüşler yer aldı:
"Ülkemizde gazetecilerin haber yapma özgürlüğünü doğrudan engelleyen, evlerine ve iş yerlerine düzenlenen operasyonlar, gözaltılar ve dijital iletişim araçlarına yönelik müdahaleler sistematik bir hal almıştır.
Son olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın #İmamoğlu soruşturması kapsamında üyelerimiz #Soner Yalçın, #Ruşen Çakır, #ŞabanSevinç ile gazeteciler #BatuhanÇolak, #YavuzOğhan, evlerinden alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne ifade vermeye götürülmüşlerdir.
Operasyona ilişkin kamuoyuna yansıyan detaylar, temel hukuk ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayan uygulamaları bir kez daha gözler önüne sermiştir: 'Gözaltı' terimi kullanılmadan, ancak özgürlüğü kısıtlayıcı bir biçimde bireylerin evlerinden alınması, hukuki bir belirsizlik ve keyfiliğe kapı aralamaktadır. Bu uygulama, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır. Gazetecilerin, bir siyasi figür lehine yaptıkları iddia edilen sosyal medya paylaşımlarının veya haber faaliyetlerinin 'suç örgütüne yardım' gibi ağır bir suçlamayla ilişkilendirilmesi, basın özgürlüğüne vurulan ağır bir darbedir.
Gazetecilik, demokratik toplumun vazgeçilmez bir unsurudur; suç örgütü faaliyeti değildir. Son dönemdeki benzer operasyonlarda sıkça karşılaşılan, gazetecilerin telefonlarına ve dijital cihazlarına el konulması, meslek sırrı olan kaynakların ifşasına, haber alma süreçlerinin gizliliğinin ihlaline ve kapsamlı bir gözetim rejimine işaret etmektedir.
Bu durum, gazeteciliğin temel işlevini yerine getirmesini fiilen imkânsız hale getirmektedir. Hatırlatalım ki; Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk bildirgesinde; 'Gazeteci; kaynakların gizliliği ilkesi uyarınca, -konusu suç oluştursa dahi- kaynağını ve elindeki belgeleri açıklamaya, tanıklık yapmaya zorlanamaz. Gazeteci ancak kaynağının izin vermesi ve kaynağı tarafından yanıltılmış olması hallerinde kaynağını açıklayabilir.'
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak, bir kez daha altını çiziyoruz: Gazeteciler, kamu adına haber yapma, bilgi toplama ve eleştirel görüşlerini açıklama hakkına sahiptir. Bu faaliyet, hiçbir suretle 'suç örgütüne yardım' olarak nitelendirilemez. Aksi yöndeki her türlü yargılama ve yaptırım girişimi, Anayasa'nın 28. maddesiyle güvence altına alınmış basın özgürlüğünün ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesini ihlal anlamına gelir.
Açıklamayı yaptığımız saatte üyelerimiz Soner Yalçın, Şaban Sevinç ile Yavuz Oğhan ve Batuhan Çolak serbest bırakıldılar. Üyemiz Ruşen Çakır'ın da serbest bırakılmasını istiyoruz. #Gazeteciliksuçdeğildir. Haksız gözaltına alınan ve tutuklanan tüm gazetecilerle dayanışma içindeyiz. İktidara gazetecilik mesleğine gözaltı uygulamasından vazgeçmesi için çağrı yapıyoruz."