Tarih: 12.10.2025 19:40

Nurettin ÇELMEOĞLU Yazdı/ KADANA’NIN EKONOMİSİ ESKİSİ GİBİ ŞİMDİ DE PAMUĞA BAĞLI

Facebook Twitter Linked-in

Aziz mübarek Adana topraklarında tarihin bilinen en eski ürünlerini sayacak olsak, buğday, pamuk, zeytine ve diğerleri diye başlayabiliriz. Özellikle Amerikan İç Savaşı sürecinde, ilimiz İngiltere ve Fransa gibi dış ticaretini pamuklu tekstile dayamış ülkeleri bile doyurabilecek kadar pamuk üreten yöremiz, bir anda dünyanın en varsıl bölgeleri arasına yer almıştı.

1970'li yılların ilk yarısına kadar ülke üretiminin yarısından fazlası Adana'da ekilmekte iken, o yıllarda bozulan iş barışı sendikalarla işvereni karşı karşıya getirdi. Bu yetmezmiş gibi, 27 Mayıs 1960 İhtilalinden sonra geçilen Plânlı Kalkınma proğramlarının hemen hepsinde, Adana zengin ve sanayileşmiş kent olarak değerlendirildi ve hiçbir teşvikten yararlanamadı. O dönemlerde, 3 milyon 600 bin iğin yarısına yakını yine Adana'da dönmekteydi. Kentin tekstil kapısı ardına kadar açıktı. Fakat beklenmedik biçimde, önce iş barışının bozulması, ardından yeni teknolojiye uygun hammadde yetiştirilememsi ve nihayet teşviklerdern yararlanılmaması kapı hızla kapandı. Ceytaş, Mensa, Çukobirlik, Paktaş, Yürtaş, Akdeniz, Garipoğlu, Teksa, Bossa Güney Sanayi gibi dev şirketler birer-ikişer kapandı. Yüzbinlerce aile bu alandaki işini kaybetti tabii ki…

TEKNOLOJİ ÖNE GEÇTİ

Sulu ve susuz pamukta dönüm başına ekeni mutlu edecek kadar ürün alınabiliyor ve üretilen ne kadar olursa olsun iç ve dış pazarlarda alıcı bulabiliyordu. Ne var ki, 1970'lerde iplik fabrikalarında teknolojik süper gelişmeler oldu. 3000-6000 arası turla dönen iğler, birden bir 10.000'in üstünü yakaladı. Bu arada, open end sistemi de devreye girdi ve birim saat başına üretim arttıkça arttı.

Teknoloji geliştikçe, daha uzun, daha ince ve daha dirençli pamuk lifi önem kazandı. Adana pamuğu yeni gereksinimleri yeterince cevaplayamamaktaydı ve yavaş yavaş pazarını kaybetti. Suruç, Söke, Bergama, Iğdır, kısmen Hatay ve Maraş pamukları Adana'nın yerini aldı. Hatta bunlar da yetmedi, pamuk ihracatçısı olan ülkemiz pamuk ithal etmeye başladı.

PAMUK GÖZARDI EDİLEMEZ

Yarım yüzyıl kadar naylon ve sentetik lifleri yeğleyen tüketiciler, artık hızla doğal liflere dönüş yapıyor. Pamuk, ipek, doğal yün, rami, keten özellikle sağlık yönünden öne çıkmakta. Burada hakimiyet pamukta. Del Cerro, Giza gibi pamuk aileleri, uzun ve ince elyafıyla daha çok ekilmekte ve çiftçisine esaslı para kazandırmakta.

Bizde olmaz mı? Neden olmasın!.. Yine 19870'lerde, Bakırlı ve savatlı aileleri Del Cerro denediler. Aldıkları ürün, beklentileri karşılayacak derecede değerlendirilemedi. Zira o kaliteye uluslararası borsa fiyatını verecek iplikçi de yoktu. Bir daha da ekmediler. Bugün olsa, aynı cinsle büyük paralar kazanabilirlerdi.

TEŞVİK ŞART

Tekstil yatırımcılarının Mısır, Sudan, Brezilya gibi ülkelerde büyük tesisler kurduklarını duyuyor ve okuyoruz. Günümüzdeki hukuk atmosferini bir yana bırakarak konuşursak, Adana'da un var, yağ var, şeker var fakat helva yapan yok. Ne kadar doğru bilemeyiz ama, duyduğumuz kadarıyla ülke ekonomisinden çok hukuk alanındaki güven sarsıntısı başarısızlığın temelini oluşturuyormuş. Devletimizin bu konuya ciddiyetle eğilmiş olduğuna inanıyorum.

PAMUK SAKIZ DEĞİL

Dikkat ettik te, bu memlekette, son yıllar içinde "tın-tın" olduğunu bile bile isminden bahsettirmek isteyenler için üç konu var: Gruplardan birini, ipliği, dokumayı, elyafı, Pressley'i, Mikroner'i, RKM'i, bilmeksizin kendini uzman yerine koyarak "Pamuuuk!.." diye bağıranlar oluşturuyor...

Diğer iki grup ise, hemen aklınıza gelmiştir, "Metro" veya "Sofulu" diye haykırmayı huy edinenler.

Yine de, Adana'ya, daha doğrusu, Çukurova'ya bir şura gerekir; buna Pamuk Şurası demeyelim de, Tekstil Şurası diyelim ve gerçek tekstilcileri çağırıp işin eni boyu kaç arşınmış bilenlerden öğrenelim...




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —