Tarih: 28.07.2025 21:27

TGC ALTAN ÖYMEN’İ ANDI

Facebook Twitter Linked-in

TGC Meslekte İz Bırakanlar toplantılarıyla gazeteci ve yazarların dünya görüşlerini, eserlerini üyeleriyle paylaşmayı sürdürüyor Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Onur Kurulu Başkanı Altan Öymen'i Meslekte İz Bırakanlar Toplantısı'yla 28 Temmuz 2025 Pazartesi günü TGC Burhan Felek Konferans Salonu'nda andı.

28.Meslekte İz Bırakanlar Toplantısı'nda Altan Öymen'in dostları, çalışma arkadaşları, gazeteciler, yazarlar ve aile üyeleri söz aldı. Toplantı iki oturumdan oluştu.

Birinci oturumun başkanlığını TGC Başkanı Vahap Munyar yaptı. Oturumun konuşmacıları T24 Yazarı Yalçın Doğan, Gazete Oksijen Yazarı Sedat Ergin, Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Orhan Bursalı ile Gazeteci-Yazar Yazgülü Aldoğan oldu.

İkinci oturumun moderatörlüğünü ise TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş üstlendi. İkinci oturumda Gazeteci, Yazar Aslı Öymen, Sözcü TV Programcısı İpek Özbey, Akademisyen Prof. Dr. Örsan Öymen ile TGC Sosyal İşler Komisyonu Üyesi Ayşegül Dora söz aldı. Konuşmacılar Altan Öymen ile ilgili görüşlerini ve anılarını şöyle paylaştı:

ONURLU DURUŞUYLA HEPİMİZE ÖRNEK OLDU

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Munyar: Altan Öymen, 1979-80'de çalıştığım ANKA Ajansı'nın kurucusuydu.1987-1992 döneminde çalıştığım Milliyet'te baş yazarımızdı. Ve TGC'de Onur Kurulu Başkanımızdı. Mesleğimizin, gazeteciliğin onur timsaliydi. Anka'da patron, Milliyet'te başyazar ve genel koordinatör, arada milletvekili, bakan oldu ve CHP Genel Başkanlığı yaptı.  Siyaset öncesi de sonrası da gazetecilikte onurlu duruşuyla hepimize örnek oldu. Bulunduğu makamlardan güç almadı, aksine o her üstlendiği görevde değer kattı. Mütevazılığı da hiç elden bırakmadı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nde de hep örnek tutumuyla yanımızda oldu, bize güç verdi. Çok emeği geçti, her çağırdığımızda toplantılarımıza katılırdı. Onur Kurulu başkanımızdı. Onu hiç unutmayacağız.

YALÇIN DOĞAN: HABER ATLATMAYI SEVERDİ

T24 Yazarı Yalçın Doğan: Altan Öymen haber atlatmayı severdi. Bizi de atlatmıştı. Soğukkanlıydı. 'Vaziyete hakim miyiz?' diye sorardı. Her şeyden haberdar mısınız anlamında. Arkasından yazılanlara baktım. Ne kadar çok pozitif yazı olduğunu gördüm. Kitapları çok başarılıydı, yakın tarihi anlamak için herkesin okumasında yarar olan kitaplar. Altan abinin arkasından 'yandaş basın vefat haberini nasıl verdi' diye baktım. 'Altan Öymen vefat etti' diye vermişler. Altan abiye bu nezaketi gösterdiler. İdeolojik olarak farklı düşünenler, vaktiyle eleştirmiş olanlar bile Altan Öymen hakkında yazdıkları yazılarda pozitif bir yaklaşım gösterdi. Bir siyasetçi için bu kadar olumlu yazı görmedim. Saygıyla anıyorum.

GÜÇLÜ BİR GAZETECİLİK ÇİZGİSİ VARDI

Gazete Oksijen Yazarı Sedat Ergin: Ölümünün ardından yayınlanan yazılara baktığımızda bir konsensüs ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Sevgiyle ve saygıyla uğurlandı. Çok az siyasetçiye nasip olmuştur.  Gazeteci olarak ortaya koyduğu çizgi ve mirastır bunun nedeni. Güçlü bir gazetecilik çizgisi vardı. Bir ekol yaratmıştı.  Bu sevgi ve saygının arkasında bu var. Gazeteciliği ile güven sağlamıştı. Dürüst ve titiz, atak bir gazeteciydi. Kişiliği de çok kıymetliydi. İnsanlara hangi yaşta olursa olsun değer verir, saygıyla yaklaşırdı.  Değer verdiğini hissettirirdi. Altan beyin bu kadar çok sevilmesinde kişiliği de çok etkilidir.

KİTAPLARI ÇOK ÖNEMLİDİR

Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Orhan Bursalı:  Altan Öymen ile tanışıklığım Günaydın Gazetesi'nde oldu. Bir süre birlikte çalıştık. Daha sonra Milliyet Gazetesi'nin Yayın Yönetmeni oldu. Kitapları çok önemlidir. 1948'li yıllarından itibaren Cumhuriyet'in Atatürk'ten sonraki değişimini, olaylarla anlatıyor. Kitaplarında lise döneminden de anılar var. Liseyi bitirmenin ne kadar önemli olduğunu anlatıyor. Evdeki değişimden, sosyal ve siyasal hayata kadar çok önemli örnekler vermiş kitaplarında.

 "İYİ YÖNETİCİ NASIL OLUNUR"UN EN GÜZEL ÖRNEĞİ

Gazeteci-Yazar Yazgülü Aldoğan: Altan Öymen ile Anka'da tanıştım. Onu patron olarak o kadar çok sevdim ki. Çok zarif, çok anlayışlıydı. Bir şeyler öğretmek için çok çabalardı ama asla yüzümüze hatalarımızı vurmazdı. Bağırmazdı, kavga etmezdi. Anka'da bir yıl çalıştıktan sonra Altan Öymen'in, Örsan Öymen'in yönlendirmeleri ve destekleri sayesinde sözü geçen bir muhabir olmuştum. Hem Altan Öymen hem de Örsan Öymen benim için 'iyi gazeteci nasıl olunur, iyi yönetici nasıl olunur'un en güzel örnekleri olarak kaldılar.

UMUDUMUZU HİÇ YİTİRMEYECEĞİZ

TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş: Cumhuriyet'in kazanımlarının yılmaz bir savunucusuydu. 'Gazetecilik layıkıyla yapılırsa dünyanın en iyi mesleğidir' diyen empati, nezaket ve hoş görüyle biçimlenmiş bir yaşamı süren Altan Öymen'i kaybettik.  Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne yönelik her gün ağır bir ihlal yaşadığımız ülkede Altan Öymen'in dediği gibi vaziyete hâkim olmak için umudumuzu hiç yitirmeyeceğiz. Kitaplarının gazetecilik mesleğini seçmeyi düşünen gençlere önemli bir rehber olacağını biliyoruz. Bizlere de günlük tutmamızı ve yaşadığımız dönemleri kitaplaştırmamızı önerirdi. TGC Onur Kurulu Başkanı olarak da Cemiyetimize büyük hizmetleri oldu. Onu sevgi ve saygıyla anıyorum.

BABAM ÖĞRETMENİMDİ

Gazeteci-Yazar Aslı Öymen: Önce annem, sonra babam  ölünce benim koruyucu meleklerim gitmiş gibi oldu. Babam benim ve birçok gazetecinin öğretmeni oldu. 32 yıldır birlikte yaşıyorduk. Ondan çok şey öğrendim. Düzgün Türkçe kullanmayı ve yazmayı öğretti. Gazetecilik mesleğine başladığımda da babamdan aslından çok şey öğrendiğimi farkına vardım. Öğretmeyi çok severdi. Babamı apar topar kaybettik. Ameliyat çok iyi geçti. Çok mutlu olduk. Sonra kaybettik. 'Babamla bir saat vaktim olsaydı ne derdim' diye düşünüyorum. Ona iyi olacağımızı, onu çok sevdiğimi söylemek isterdim. Kitaplarına, kütüphanesine sahip çıkacağımızı söylerdim. Devam eden kitap çalışmaları vardı. Bir kısmı titizliğinden bitmedi. İlk iki kitabını bitirebilirim. Onlar için çalışacağım.

GAZETECİLERİN TUTUKLANMASINA ÜZÜLÜYORDU

Sözcü TV Programcısı İpek Özbey: Altan abi ile çok röportaj yaptım. Her yazdığı kitaptan sonra röportajlar gerçekleştirdim. Her röportajdan sonra çok güzel anılarla,  bilgilerle, umutla  yanından ayrıldım. Çünkü Altan Abi hep 'Bu da geçer, enseyi karartma' diyordu. Son röportajımızda 'Ben askeri dönemlerde bile böyle baskı görmedim' demişti. Gazetecilerin tutuklanmasına, yayın yasaklarına üzülüyordu. Mesleğinin en heyecanlı gününü sorduğumda 'Ulus Gazetesi'nin kapısından girdiğim gün' demişti. En üzüldüğü günü sorduğumda ise Irak ile ilgili yaptığı bir haberde atlatılması olduğunu söylemişti. Çok beyefendiydi. Kibirle öğretmezdi. Yaşanmışlıklarından örnek verirdi. Altan abi benim için çok önemliydi ve kaybı benim için gerçekten çok üzüntü verici oldu. İyi ki tanıdım.

SON ANA KADAR YAZILARINI YAZDI

Akademisyen Prof. Dr.Örsan Öymen: Sağduyulu, soğukkanlı, hoş görülü, empati duygusu yüksek bir insandı. Çok akıllıydı, bilgiliydi. Başkalarının derdini dinlerdi. Hiçbir zaman emekli olmadı. Hem gazetecilik, hem de siyaset alanında büyük katkı vermiş bir insandı. Son ana kadar yazılarını yazdı. Cumhuriyet'te ikimiz de yazıyorduk, yazılarımız hakkında  karşılıklı telefonda fikir alışverişinde bulunurduk. Kitapları özeldi, kendi anılarını anlatırken, yaşadığı yılları, Türkiye'de ve dünyada olup bitenleri de anlatıyor.

ÇOK MÜCADELECİYDİ

TGC Sosyal İşler Komisyonu Üyesi Ayşegül Dora: Altan Öymen ile aile olarak da görüşürdük. Altan Öymen'i kaybetmiş olmaktan ötürü çok üzgünüm. Altan Öymen ile Hürriyet'te çalışırken tanıştım. Kurduğu Anka Ajansı'nda da bir süre Altan abi ile çalıştım. Ona herkes Altan Abi derdi. Onunla çok severek çalıştım. İki ay önce Nuri Çolakoğlu ve Altan Öymen ile evimde yemek yedik. Altan abiyi en güzel nasıl anlatabilirim diye düşündüm. Birinci vasfı çok mücadeleci olmasıydı. İkinci vasfı çok nazik ve beyefendi olmasıydı. Hayatımın sonuna kadar onu hiç unutmayacağımı, onu çok sevdiğimi bilmenizi isterim.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —