Tarih: 07.08.2025 14:01

TOKİ KONUTLARI, YAŞANMAYA NE KADAR HAZIR?

Facebook Twitter Linked-in

Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK) tarafından, Adana'da yapımı devam eden TOKİ konutlarında yaşanan sorunlarla ilgili basın toplantısı yapıldı.

TMMOB'ye bağlı Odaların Adana Şube başkan ve üyelerinin katıldığı, İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şubesinde gerçekleştirilen toplantıda, açıklama TMMOB Adana İKK Sekreteri Kerem Şahin tarafından yapıldı.

Şahin; kentimizle ilgili kararlarda öngörülü, planlı, yerel dinamiklerle koordineli,  geleceğin ihtiyaçlarını da göz önünde bulunduran bir planlama yapılmasının önemini vurguladığı açıklamasında;  TOKİ konutlarındaki sorunları detaylarıyla aktardı.

Şahin açıklamasında şu sözlere yer verdi:

"Konut ve barınma sorunu, bugün ülkemizin en önemli sorunlarının başında gelmekte ve her geçen gün zorlaşan ekonomik koşullar altında sorundan etkilenen kesimlere yenileri de eklenerek büyümektedir. 

Bu nedenle, konut ve barınma sorununun detaylarıyla değerlendirilmesine ve sorunu çözecek adımlara ihtiyaç vardır. 

6017 KONUTUN ALTYAPISI YETERLİ Mİ?

Öncelikle, 6 Şubat depremlerinin ardından afet konutları yapımına başlanmasını önemli bulduğumuzu belirtmeliyiz. Ama hatırlanacağı üzere depremlerin hemen ardından verilen tamamlama sayılarına ulaşılamamıştır. Tamamlanan konut alanlarında da elektrik, su ve kanalizasyon gibi altyapı hizmetlerinde, kent için ulaşımda, sosyal donatılarla ilgili yetersizlikler yaşanmaktadır.

Benzer sorun, Adana'da inşası yürütülen, büyük ölçüde tamamlanma aşamasına gelen TOKİ afet konutlarında da yaşanmaktadır. Çukurova İlçesi Şambayadı Mahallesinde 1544 Konut ve Söğütlü Mahallesinde 2790 konut, yine Seyhan İlçesi Karakuyu Mahallesinde 1683 Konut olmak üzere; toplam 6017 konut, Adana –Mersin Otoyolunun iki tarafında TOKİ Afet konutları adı altında inşa edilmektedir.

Bu 6017 konutta asgari ölçüde 3 kişi yaşayacağını öngörürsek,  bu konutlarda 18 bin kişinin yaşamını sürdürebilmesi için;  ulaşım, enerji, kanalizasyon ve doğal gaz vb. altyapı hizmetlerinin karşılanmasına, sosyal donatılara, kamu hizmet kurumlarına, yeşil alanlara,   sosyal ve kültürel yaşam alanlarına ihtiyaç olacağı aşikardır. 

Bu bilgilerin ışığında öncelikli sorumuz; bu sayıdaki konut inşaatının yer seçimi hangi kriterlere göre yapılmıştır? 

Şehrin planlı büyümesi mi, yoksa sadece inşa edilecek alanın mülkiyet durumu mu göz önüne alınmıştır?

Yer seçiminde yerel yönetimlerle, Adana'nın kamu kuruluşlarıyla koordineli bir çalışma yapılmış mıdır? Bu alanlarda yerelin ihtiyaçları, önerileri göz önünde bulundurulmuş mudur?

Bu denli ciddi sayıda, birbirine de oldukça yakın alanlarda üretilen konut alanlarında; ulaşım, altyapı ve yukarıda bahsettiğimiz diğer ihtiyaçların nasıl karşılanacağı bir soru işaretidir. Bu sorunlar önceden öngörülmüş ve ona göre bir planlama yapılmış mıdır?

6 Şubat depremlerinin ardından, 24 Şubat 2023 tarihinde Resmi Gazete'de "Olağanüstü Hal Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi"  ile "plan ve imar uygulamaları beklenilmeksizin jeolojik etüt raporu ve zemin etüdü doğrultusunda" TOKİ konut alanları yerine karar verilmektedir. 

Afet konutları üretmenin gerekliliği elbette yadsınamaz; ancak şehirlerin genişlemesi, büyümesi sadece jeolojik etüt raporlarına dayanarak inşaat odaklı olarak planlanırsa, sonrasında gelecek olan sorunlarla nasıl baş edilecektir? 

Bu projelerde, bahsettiğimiz sorunların ortaya çıkacağını öngörmek zor değildir. Peki, ortaya çıkacak olan bu sorunların çözümü yerele mi bırakılacaktır ve hangi kaynaklarla bu sorunlar çözülecektir?

Yetkililerden bu soruların cevabını bekliyoruz. Ve kentimizle ilgili kararlarda öngörülü, planlı, yerel dinamiklerle koordineli,  geleceğin ihtiyaçlarını da göz önünde bulunduran bir planlama yapılması gerektiğini vurguluyoruz. 

Konutların yer seçimi yapılırken; kentin bütüncül imar planı ve kent kimliğiyle uyumu, coğrafik, iklimsel, mekânsal, geleneksel özellikler dikkate alınmalıdır. Sorun çözerken, yeni başka sorunlara sebebiyet verilmemelidir.

Bu kent bizim, hepimizin. Doğamızı, çevremizi, kentimizi gözümüz gibi korumalıyız. Gelecek kuşaklara sorunlu değil, yaşanabilir bir kent bırakmak hepimizin ortak sorumluluğudur."

HİROŞİMA ANILDI

Kerem Şahin konuşmasında; 2. Dünya Savaşında ABD tarafından dünyanın ilk atom bombası saldırısının 80. yıl dönümü dolayısyla, saldırıda hayatını kaybedenleri de andı.  

 

 

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —