Düzgün COŞKUN

Tarih: 06.11.2025 21:54

ATATÜRK'ÜN ADINI VERDİĞİ ŞEHİR İZMARİTTEN GEÇİLMİYOR

Facebook Twitter Linked-in

Günümüzde "Doğu'nun incisi" olarak tanımlanıyor. Mustafa Kemal, 2. Ordu Komutanı rütbesiyle 1916’da ilk kez bu kadim şehri ziyaret ediyor. 21 Haziran 1934''te Soyadı Kanunu'nun kabulünden sonra TBMM tarafından Atatürk Soyadının verilmesinin ardından bu şehre ikinci kez geliyor. Bu şehir aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk'ün izlerini de taşıyor. 

***

Büyük Önder Mustafa Kemal'in 2. Ordu Karargahı’nda, silah arkadaşları ile “Kurtuluş Savaşı”nı başlatma kararı aldığı, bir bakıma “Kurtuluş Savaşı”nın fikren Elazığ’da doğmuş olduğu kabul ediliyor. 1937’de Atatürk, şehre “azığı bol il” anlamında “Elazık” ismini uygun görüyor, isim daha sonraları, TBMM kararı ile “Elazığ” olarak onaylanıyor. Bu nedenle Elazığ, bir yandan Kurtuluş Savaşı fikrinin ilk filizlendiği, diğer yandan ismi doğrudan Atatürk tarafından konmuş” bir şehir olma şerefini taşıyor.

***

Elazığ'ın kronolojisine bakıyorum: "Çağdaş Elazığ" tanımı dikkatimi çekiyor. Elazığ’ın Cumhuriyet döneminde de yurt kalkınması paralelinde büyük gelişme gösterdiği, tarımda, ticarette büyük atılımlar başlattığı kent özelliğini taşıyor. 

***

Özellikle eğitim alanında büyük gelişme gösteren ve bir “Üniversite Şehri” niteliğindeki kent bugün,eğitim kurumları, turistik tesisleri, mükemmel şehircilik anlayışı, kültürü, tarihi yanında, çalışkan, konuksever halkı ile de çağdaş bir kent olarak “Doğu'nun İncisi”sıfatını hak ettiği ifade ediliyor. 

***

Tedavim dolayısıyla bugün Elazığ'daydım. Hastane çıkışından sonra açık ve güneşli havada Gakgoşlar diyarında tur atma fırsatı buldum. Çarşı merkezini adım adım dolaştım. Elazığ'daki ilk kentsel tasarım projesi olan Gazi yeni ismiyle Cumhuriyet Caddesi'ndeki esnaflarla Postane Alanı (15 Temmuz Demokrasi Meydanı)'nda banklarda oturan insanlarla sohbet ettim. Ardından (Postane önü) yeni ismiyle Cumhuriyet caddesi, Kapalı Çarşı, Vali Fahribey ve Hürriyet Caddesi'ni dolaştım. Elazığ modern kent dokusu yönünde hızlı bir gelişme gösterdiği rahatlıkla söylenebilir.

***

Fakat!!!

***

Değerli okuyucularımın yanı sıra, Gakgoşlar kültürüne mensup bazı kişiler, " fakat" kelimesinin sonunda neden üç ünlem işareti kullandığımı merak etmiş olabilirler. İşte bu noktada Çarşı Merkezi'nde, hem de insan yoğunluğunun en fazla olduğu Cumhuriyet Caddesi boyunca, 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nın sigara izmaritinden geçilmedigini görünce yüreğim burkuldu. Çünkü daha temiz bir Elazığ hayal ediyordum. Gördüklerim karşısında şaşkınlığımı gizleyemedim. Üç ünlem bu açıdan önem içermekte sanırım. 

***

Cumhuriyet Caddesi boyunca yüzlerce dükkan ve alışveriş merkezi bulunuyor. Ayrıca Tarihi İzzepaşa Camii Pasajında yüzlerce kuyumcu ve döviz büroları faaliyet gösteriyor. Aynı güzergahta kentiçi ulaşımı sağlayan belediye otobüsleri yolcu indirip bindiriyor. Otobüs durağı oldukça kalabalık. İnsanlar caddede yürürken içtiği sigara izmaritini söndürmeden çöp kutusu yerine yere atıp yoluna devam ediyor. 

***

Ne acıdır ki, durakta otobüs bekleyen ve kuyumcu dükkanlarının önünde park etmiş resmi araçta oturan trafik polisleri de bu kişilere tepki göstermiyor. 

- İnsan oturduğu şehri insafsızca nasıl kirletebiliyor-

Elazığ'ın en işlek caddesini kirletenler, elini kolunu sallayıp gidiyor. Kimse de bu kişilerden hesap sormuyor. Oysa Elazığ'ın tarih, eğitim, kültür ve ticaret şehri olduğunu bilmeleri gerekmez mı? İnsan, oturduğu ya da gezmek için geldiği şehri nasıl bu kadar insafsızca kirletebiliyor, anlamak olası değil. Sözkonusu kenti kirleten insanları, kamuoyu adına daha duyarlı olmaya çağırıyorum! 

- Bu kentte belediye ne iş yapıyor, zabıtalar nerede-

Caddede yürürken içtiği sigara izmaritini yere atan bir kaç kişiye, "İzmariti yere değil, en yakın çöp kutusuna atmanızı beklerdim" derken, yüzlerindeki ifadeden hayli rahatsız oldum. Bana sert sert bakarak hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam ettiler. Nitekim, Uyarıyı dikkate alacaklarını sanıyordum ama nerede o anlayış! İnanın görmeyi çok isterdim. 

***

Aklıma şu soru da geldi: Doğu'nun incisi Elazığ'da kenti yerelde yöneten seçilmiş ve atanmış bürokratlar ne iş yapıyor. Koltuklarında otururken, dışarıda neler olup bittiğini hiç mi merak etmiyorlar? Bu şahsiyetler ya da bir alt kademelerde görev yapan üst düzey yöneticiler, özellikle zabıta kentte hiç dolaşmıyor olabilir mi? Yine bu yöneticilerin kulağına kentin sigara izmaritinden geçilmediğini fısıldayan yok mu acaba!

***

Cadde boyunca sağlı ve sollu çeşitli dükkanlar, ofisler, bankalar, ayakkabı ve giyim mağazaları, beyaz eşya mağazaları, teknoloji marketleri vb. şyerleri bulunuyor. Burada faaliyet gösteren işyerlerinin sahipleri caddede ya da dükkandan içeri girerken, kapı önünde izmariti yere atan tüketiciyi neden uyanmıyor, niçin sesini çıkarmıyor? Üstüne üstlük tepkisiz kalıyor Bazı müşteriler ise farkından olmadan neredeyse ağzından sigara ile içeriye girmeye çalışıyor. "Oysa kapalı alanlarda sigara içilmeyeceğini sanki unutmuş görünüyor. Kapıya yakın çalışanların dikkatinden kaçması halinde, kendini bilmezler sigarayla mağazaya girebilir kolaylıkla. 

***

Sonuç olarak derim ki, Mustafa Kemal'ın 2. Ordu Karargahı’nda, silah arkadaşları ile “Kurtuluş Savaşı”nı başlatma kararı aldığı, bir bakıma “Kurtuluş Savaşı”nın fikren doğduğu kabul edilen Elazığ, bu görsel kirliliği kabul etmiyor. Elazığ'ı hiç kimsenin kirletmesine hakkı yoktur. Kaldı ki Elazığ daha modern, daha temiz ve daha sosyal donatılı kent olmayı hak ediyor. Burada sorumluluk başta kenti yönetenlere düşüyor. Şehirde ikamet eden her yurttaşın bu bilinçle hareket etmesi lazım. 

***

Gerek Gakoşlar gerekse çevre illerden şu veya bu nedenle gelenler, şehir kültürüne özen göstermeleri gerekir. Ayrıca, kentlilik bilinciyle davranış sergilemeleri kaçınılmazdır. Aksine hareket eden her kim olursa olsun, makamı mevkisi, sıfatı, kimliği ne olursa olsun Gakoşlar'ın müdahalede bulunmalarının şart olduğunu ifade etmek isterim.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —