Uyku tutmamış, Bahçeli’yi bir gece. Ne yapsın, o da televizyon seyretmiş. Gördüğü şey kendisini çok etkilemiş. 14-15 yaşlarında bir genç elinde dondurmayla Diyarbakır caddelerine geziyormuş.
Genç gerçekten gece mi geziyormuş, yoksa Bahçeli televizyonu gece seyrettiği, için gencin de aynı anda gezdiğini mi zannetmiş bilmiyorum. Ama bu olay kendisini olağanüstü etkilemiş ve Tv100 Genel Yayın Yönetmeni Deniz Gürel’iye anlatmış.
Diyarbakır caddelerinde, 14-15 yaşında bir gencin, gece vakti elinde dondurmayla caddede gezdiğini görmenin dahi önümüzdeki yakın döneme dair umut verici gelişmeleri gösterdiğini ve artık göz yaşı yerine hayatın normalleşerek vatandaşların her yerde terör endişesi olmadan huzur içerisinde yaşamasının zamanının geldiğini söylemiş, Kürt vatandaşların da terörün bitmesi için sürdürülen çalışmaları sahiplendiğini vurgulamış.
İşte, böyle uzak görüşlü olur devlet adamları. Sokakta gece dondurma yiyen çocuğu görür ve terörün biteceğini şıp diye anlar.
Şimdi İngiltere’de yaşanmış, bilinen bir olayı anlatayım, sözümü sonra söylerim.
İngiltere’de bir park. Vakit gece yarısı. Bir genç kız parkta yürürken, bir adamın kendisini talip ettiğini fark ediyor ve kaçmaya başlıyor. İmdat çağrıları sonunda etraftan yetişenler, kızı takip eden adamı yakalayıp polise teslim ediyorlar.
Adamı yargılayan hakim, 7 yıl 7 gün hapis cezası veriyor. Duruşmayı takip eden gazeteciler hakime soruyor, “Adam kıza elini bile süremedi. Kaçan kızın çığlıklarına yetişenler de adamı yakaladı. Bu ceza çok değil mi?”
Hakimin cevabı hukuk tarihine geçecek cinsten, “Kızı korkutmanın karşılığı 7 gündür. 7 yıllık kısımsa, İngiliz kızlarının gece yarısı parkta dolaşma özgürlüklerine saldırmanın cezasıdır.”
Şimdi söyler misin, Bay Bahçeli, gördüğün ve gördüğünü söylediğin bir olaydan sonra terörsüz bir Türkiye yarattığınız hayalinizin içinde İngiliz tipi bir hukuk ve adalet anlayışı da var mı? Vazgeçtim Diyarbakır’dan, İstanbul’un herhangi bir sokağında, ya da parkında gece yarısı dondurma yiyerek dolaşan bir kızımız olacak mı?
Ayrıldığı kocasının tehditlerinden korktuğu için, devletten yardım isteyen bir kadın, akşam sekizden sonra kapılarını, pencerelerini sıkı sıkıya kapattığı halde, kapısı çalındığında ölüm korkusuna kapılmadan kapısını açabilecek mi?
Maraş'ta bir psikopat, yolda kendi halinde yürüyen hiç tanımadığı kadına yumruk atarak burnunu ve kaval kemiğini kırdı. Polis adamı yakalayıp mahkemeye çıkarttı ama psikopat serbest bırakıldı. Neden, diye niçin sormadınız Bay Bahçeli. Böylece bu psikopatın başka kadınların burunlarını da kırması için ruhsat vermiş olmadınız mı?
İstanbul Sözleşmesinden, bir gecede tek tek imza ile çıkılırken neredeydin, Bay Bahçeli? Uykun geldiği için, erken mi uyumuştun, yoksa öldürülecekler nasıl olsa kadın diye umurunda mı olmadı?
Bay Bahçeli, “bütün dikkatini ağaca verenler, ormanı göremez,” diye ortaya bir Terörsüz Türkiye oyunu attınız. Bil ki, o oyunun seyircisi olmayacağız. Kısaca iki şey hatırlatacağım:
Bir gece yine uyku tutmazsa, Çayyolu’ndaki villanın panjurlarını aralayarak bir bak,