Dil, insanlar arasında anlam köprüleri kuran, anlaşmayı ve iletişimi sağlayan doğal bir araç, kendisine özgü kuralları olan ve ancak bu kurallar içerisinde gelişen canlı bir varlık, çok boyutlu kavramlar bütünü; temeli tarihin bilinmeyen dönemlerinde atılmış bir gizli anlaşmalar düzeni, seslerden örülmüş toplumsal bir kurum ve yapıdır.
Atatürk, Türkçeyi, Türk kültür ve medeniyetinin en önemli ögesi olarak görmüş; ulusal kimliğin oluşmasında dilin inkar edilemez rolünü her zaman vurgulamıştır. Türk dilinin değerine yaraşır seviyeye erişmesi ve dünya dilleri arasında hak ettiği yeri bulması için yapılacak çalışmaları yürütmek üzere de 12 Temmuz 1932’de Türk Dili Tetkik Cemiyetini kurdurmuştur.
26 Eylül 1932’de ise Dolmabahçe Sarayı’nda, Türkçenin zenginliğinin araştırılması ve ortaya çıkarılması için Birinci Türk Dili Kurultayı toplanmıştır. Kurultayın toplandığı ilk gün olan 26 Eylül’ün her yıl “Dil Bayramı” adıyla kutlanması teklif edilmiş; bu teklif oy birliği ile kabul edilmiştir. Kutlu olsun.
Her olayda, her konuda olduğu gibi Türkiye’ye yapılan saldırılar, Türk Dili’ne de yapılmaktadır. Latin alfabesine geçtiğimizde bir gecede cahil kaldıklarını, dedelerinin mezar taşlarını okuyamayacak hale geldiklerini söyleyecek kadar zır cahil olanlar da vardır.
Mesela, hayatında hiçbir felsefe kitabı okumadığından, hatta hiçbir felsefe kitabını eline dahi almadığından emin olduğunuz kişiler, kendilerine hiçbir zaman sahip olamayacakları bazı hasletleri atfetmek için Türkçeyle felsefe yapılamayacağını çünkü Türkçenin kısır bir dil olduğunu, o yüzden Arapça/Osmanlıca öğrenmemiz gerektiğini söyleyebilir.
Oysa Türkçe dünyanın en zengin dillerinden birisidir ve dünya dillerine binlerce kelime vermiştir. İşte örnekleri: (Kaynak: TDK.2007 Raporu) Türkçeden diğer dillere geçen kelime sayıları yaklaşık olarak şöyle:
Çince . 300
Farsça : 3000
Urduca : 227
Arapça : 2000
Rusça : 2500
Ermenice : 4260
Ukraynaca : 800
Macarca : 2000
Rumence : 3000
Bulgarca : 3500
Sırpça : 9000
Çekçe : 248
İtalyanca : 146
Arnavutça : 3000
Yunanca : 3000
İngilizce : 470
Almanca : 166
Aldırmayın öyle aymazlara. Söyleyecek sözünüz varsa, güzel dilimizle; felsefe de yapılır, şiir de yazılır, edebiyat da yapılır, bilim de yapılır. Yeter ki, yapacak aklımız olsun.
ANA DİLİNİ İYİ BİLENLERİN SÖYLEDİĞİ, NE MAKSADINI AŞAR, NE DE YANLIŞ ANLAŞILIR.