Oktay EROL

Tarih: 13.08.2025 14:14

DOĞAL YIKIMDA “SOKAĞA ÇIKIN” UYARISI…

Facebook Twitter Linked-in

Temmuz sıcağı ağustos ayında etkili olduğunda, özellikle Adana’da yaşandığı gibi kırk derecenin üzerine çıktığında “dışarı” çıkmıyoruz; bu anlaşıldı! Aynısı salgın döneminde de yaşanmıştı, “evden dışarı çıkmayın” denilmişti, “uymayanlar yasal yaptırımlarla karşılaşacak” denilmişti! Denildiği gibi de oldu! Sıcakta, “gün ortasında” dışarı çıkmanın “yaptırımı” yok, ancak yaşamsal yitimlerle karşılaşma olasılığı olduğu belirtiliyordu! Salgında, “ne yiyeceğin, neyle doyacağın” sorulmamış, bir de “dışarıda görürsem cezası var” denilerek uyarılmıştı tüm yurttaşlar!

İçeri ile dışarıyı birbirinden ayıran en temel özellik, “içerinin, dışarıdan” daha güvenli olduğu mudur? Yoksa “içeri”, sistemin/ insanların “nerede olduğunu” bilme biçimi midir? Evlere bakın… Tek katlısı, iki katlısı, çok katlısı… Özellikle apartmanlarda üst üste konulmuş katlarda yaşayanların “tek bir kapıdan” girip/ çıkma zorunluluğu, “koca kalabalıkları” kendi istekleriyle/ uğrunda kucak dolusu bedeller ödeten sistem her “içeri” dediğinde içeride, “dışarı” dediğinde dışarıda insanlar! “Güvenli” olma konusu hiç de önemli değil sanki!

***

Bizim evler, bizim yaşam alanlarımız, bizim barınaklarımız sıcaktan kaçmak için ya da salgında “dışarı çıkmamak” için düzenlenmiş yapılardır! Evlerimiz “güvenli” değil, evlerimiz salgında/ sıcakta ne denli “korunak” olarak belleklere kazınmaya çalışılsa da, yağmurda/ selde/ depremde “yaşanacak” yerler değildir! Öncesinde “Rusya’da dokuz büyüklüğünde deprem” diye duyduğumuz, ardından “Japonya’da tsunami” diye bilgileri dolaşan doğal yıkım nedeniyle, ülkelerdeki yaşayışı duymayanınız kalmamıştır! Sarsıntı yaşanırken genel cerrah rahatlıkla ameliyatını yaparken, fabrikalarda çalışanlar yerlerinden uzaklaşmadan işlerini sürdürüyordu! Hele o duyuru, ne diyordu? “Deprem, sel gibi olaylarda zarar görmemek için, mutlaka yapılar içinde olun!” Şakası yok; deprem sırasında, “yapılar sokaklardan daha güvenli” olduğu yineleniyordu! Şaşırdık mı?

***

Günün “en sıcak” saatlerinde “dışarı çıkmayın” uyarısı yapanlar, deprem anında da “özellikle yapılardan uzaklaşın” diyor! Neden? Yapıların güvensiz olduğundan mı? Hatay’da, Gaziantep’te yaşananlar bellekte yer ettiğinden… Ülkemizde yıllardır depremler yaşanır, binlerce cana mal olur, koca/ dev yapılar yerle bir olur da iyileştirilme yoluna gidilecekmiş gibi yapılır; uyulmaz! Geçtiğimiz yıllarda yaşanan şubat depreminde koca kentler yıkıldı, binlerce can molozların altında can verildi, “neden” dayanıklı yapılar için uğraş verilmez?

Daha iki gün önce Balıkesir merkezli, komşu illeri de etkileyen bir altı büyüklüğünde deprem yaşandı! Üç/ beş katlı yapılar yıkıldı! Bu yapıların içinde, bu yapının “bu biçimde” yapılmasına göz yuman da yaşıyor olabilirdi; kendileri olmasa da bir yakınları, bir başkaları yaşam alanı saymış olabilirdi… Yapıyı gerçekleştirmeden yerin yapısı, yapının temeli, kullanılacak malzemelerin niteliği, kolonların yükü taşıyabilecek olması, sarsıntılarda esneme payı göz önünde tutulması gerekmiyor mu? 

***

Salgında, kırk derece sıcak olacak günlerde nasıl “dışarı çıkmayın” demeyi ilke edinmişse ülkeyi yönetenler, doğal yıkım süreçlerinde de aynısını demek, “evlerin” her koşulda “güvenli” olduğuna yurttaşları inandırmak zorundadırlar! Bunun için yapıların, fay hattı üzerinde, taşkın yatağında ya da heyelan riski olan bir bölgede yapılmaması gerekir! Yapı için temel atılacak yerin jeolojik yapısının, toprak özelliklerinin iyi araştırılması sağlanmalıdır! Yapının temel, kolon, kiriş gibi taşıyıcı bölümlerinde kullanılan çelik, beton, diğer tüm yapı malzemelerinin belirlenen standartlara uygun, nitelikli olması gerekir. 

Yine yapının, tüm dış etkilere karşı direnç gösterecek biçimde tasarlanması deprem, hava akımı gibi doğal olaylara karşı özel hesaplamalar yapılmalı, bir yapıyı güvenli yapan, yalnızca dış görünüşü olmadığı, temelden çatıya dek tüm birimlerin bilime/ mühendislik ilkelerine uygun, titiz bir biçimde bir araya getirilmesi gerekir! Yapılar, yaşam alanı sayılacaksa eğer, hiçbir zaman “dışarıdan” güvenli olacağı düşüncesinden uzak durulmaması gerekir!

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —