Adnan Gümüş

Tarih: 28.11.2025 23:30

MEB'DEN BİR İTİRAF DAHA: TATİLLER SINIFSAL, ÇOCUKLARA YAŞAM İMKÂNI SAĞLAMIYORUZ

Facebook Twitter Linked-in

Milli Eğitim Bakanının susma hakkı da olur mu, onu bilemiyorum, ancak her konuşmasında bir eksiklik, yanlışlık, başarısızlık itirafı geliyor. J. J. Rousseau gibi bir “İtiraflar” kitabı yazsa da -yaptıklarını yazsa yeter- hangi yanlışların yapılmayacağını görebilsek.

Bakan Tekin’in son itirafı ara tatillerle ilgili, Mardin’de gazetecilere yaptığı açıklamada şöyle diyor: “Çocuk tatil sonrasında tekrar okula gitmek istemiyor. Yine, öğretmenlerimiz ‘Ara tatil sonrası çocuğun okula adaptasyonu zor oluyor’ diyor. Bu konuda iki yıldır, analiz yapıyoruz. Bu yıl da yapacağız. Ondan sonra değerlendireceğiz”.

Ara tatilleri 2017’de ilk Eğitim Sen dillendirdi

MEB’in eğitim öğretim yılı tatil takvimi düzenlemesi Eğitim Sen’in önerisiydi.  Eğitim Sen, 2017’deki müfredat değişikliğine ilişkin açıkladığı raporunda “Akademik takvimin 7 haftadan oluşan 5 döneme ayrılmasını, ek ara tatillerin kasım ve nisan aylarında olmasını” talep etmiş, ara tatillerin “Öğrencilerin verimini ve motivasyonunu artıracağını” belirtmişti. Bu öneride ve ilgili raporun hazırlanmasında ben de yer almıştım.

Ara tatilin anlamı öğretmen, çocuk, anne baba, patron için başka başka

MEB, ek ara tatil kararını 2019’da aldı. 28 Kasım 2019’da ilk ara tatil uygulamasında öğretmen arkadaşların görüşlerine başvurmuş ve bu köşeye etkilerinin her biri için farklı farklı olduğunu yazmıştım.

Öğretmen izlenimlerine göre,

“Öğrenci motivasyonu açısından, öğrencilerin birinci sınavların hemen arkasından başlayan derslere nazaran daha bir toparlanmış yeni bir başlangıç yaptıklarını görüyorum.”

“Öğrenciler bu bir haftayı tatil olarak algıladıkları için okulla bağlarını koparmışlar. Dikkat, algı ve uyumda zorlanıyorlar.”

“Şanlıurfa’da çalışıyorum, burada öğrencilerimiz tatil dönemlerinde sosyal anlamda pek bir şey yapamıyor, aile baskısının yoğun olduğu öğrenciler tek sosyal faaliyetleri olan okula bir hafta arayı sevmediler. Bu tatil onlara ev işi, kardeşlerine bakıcılık yapma görevi yüklüyor bu nedenlerle öğrenciliğe de ara vermiş oluyorlar. Erkek öğrencilerimiz çocuk işçiliğine dışarıda devam ediyor. Hatta ailesi mevsimlik işte olan iki öğrencim ailelerinin yanına işe gitmişler, bu hafta da gelmediler. Yani tatil herkes için tatil olmadı.”

“(Proje okulu) ara tatil öğrenciler için iyi olmuş çünkü çoğunluğu yatılı ve aileleri ile görüştüler, mutlular.”

“Ortaokullarda gözlemlerim ara sınıf öğrencilerinin bir haftalık süreyi bayram tatili olarak geçirdiği son sınıf öğrencilerinin konu eksiğini giderebileceği bir ara olarak tanımladığı çalışan ebeveynlerin bu tatil nereden çıktı dediği bir ara.”

“Öğretmen bakımından; aidiyet geliştirme, yürüyüş vb. çeşitli etkinlikler vardı. Pazartesi Bakan Bey’in konuşması ve toplantı, salı günü TÜBİTAK ile ilgili seminer, çarşamba günü ilçede semineri vardı. Perşembe şok toplantısı, cuma günü serbest etkinlik şeklinde geçti, öğretmenler acısından verimliydi bence, öğretmenler daha istekliydi.”

“Öğretmen olarak ise biz paylaştığınız seminer etkinliklerini “miş” gibi yapıp evlerimize döndük. Müzenin önünde fotoğraf çekip dağıldık, sinemanın önünde fotoğraf çekip dağıldık vs.”

“Özetle öğrenci için dinlendirici, öğretmen için kafa karıştırıcı ve yetersiz oldu. (…) Öğretmenler için de tatil olması uygun olacaktır.”

Özel okullar bakımından. “MEB’den farklı olarak öğretmenlere de izin verdik ve olumlu dönüş aldık, performans açısından. Çalışan veliler öğrencilerin bir hafta boyunca evde yalnız kalmalarından veyahut sınava yönelik çalışma olmamasından dolayı-patronlar öğretmenleri çalıştırmıyor olmamızdan dolayı rahatsız oldular.”

“Öğretmenler ve öğrenciler açısından eğitim-öğretime kısa bir mola şeklinde diye değerlendirilebilir bu bir haftalık dilim. Bu boşluk ikinci dönemde eminim ki öğretmen için daha değerli olacaktır. Çünkü yıllardır arkadaşlarımdan duyduğum hep şu oldu: ‘Keşke nisan ayında uzun bir tatil olsa’ (Buna ben de dahilim). Çünkü öğrencinin ve öğretmenin en çok yorulmaya başladığı ve birbirinden karşılıklı olarak sıkıldığı zaman. Askerde şafak sayar gibi tatili çekmeye başlıyor herkes.”

Yani ara tatilin öğrenci için, anne baba için, öğretmen için, patron için… farklı farklı özgüllükleri ve anlamları var.

Ama sonuçta ana hedef kitle öğrenciler ve öğrencilerle birlikte bir de öğretmenler. Özellikle bu iki kesim dikkate alınmalı.

Eğitimin öznesi yine unutulmuş durumda: Öğrencilere soran yok

Ara tatil konusunda görüşüne en az başvurulan kesim öğrenciler. Öğrenciler ne düşünüyor ve bu süreçten nasıl etkileniyor, bunun ciddi araştırmalarla ortaya koyulması gerekiyor. Bu tartışmada da öğrencilere pek soran eden yok. Öğretmenlere soruyorlar mı, o da meçhul.

Mevcut öğretim sistemi de tatiller de sınıfsal

PISA sınav ve tarama analizleri sonunda çocuğun okul başarısının yaklaşık yüzde 70’inin ailenin (anne babanın) sosyoekonomik durumundan kaynaklı olduğunu, bir okul içinde öğrenciler arasında farklılaşmanın ise sadece yüzde 3 kadarını açıklayabildiğini göstermişti.

Yani okullar arası farklılaşma ana gösterge ve başarılı okula gidebilen çocuk orta üst sosyoekonomik sınıftan geliyor, anne babasının okul diploması, mesleği ve servetleri en önemli göstergeyi oluşturuyor.

Ara tatillerin çocuğa ve aileye etkisi de sınıfsal/ sosyoekonomik düzeyine bağlı bulunuyor maalesef. Varlıklı kesimler için ara tatiller tatil ve çok farklı etkinlikler için fırsat sağlıyor olabilir. Ama fakir çocuk evde sıkışıyor, hatta işe gitmek zorunda kalabiliyor, özellikle de kadın öğrenciler için işler daha da zorlaşıyor.

Çalışan orta sınıf anne babalar için özellikle de ilkokul kademesinde çocukla ilgilenme sorun çıkarabiliyor.

Yani ara tatiller de sınıfsal maalesef; okullar arası, iller arası, sınıflar arası farklar olduğu görülüyor.

Bakanlığın büyük itirafı: Şehirlerimiz eğitim öğretime uygun değil

Aslında bu ara tatil tartışmasının ortaya çıkardığı gerçek şu ki, çalışan ailelere herhangi bir çocuk bakım seçeneği sunulmuyor. Daha da önemlisi sokağımız, şehrimiz çocuk ve gençlerin nitelikli ve hoş vakit geçireceği olanaklardan çok uzak. Çocuk ve gençler o kirli dökük okul dersliklerine bile mahkum halde.

Yani Türkiye’nin okulla birlikte en az okul kadar önemli sokak ve şehir yapılanması eksiklikleri var. Yaşam niteliği her yerde dökülüyor. Ara tatilde, 5 gün boyunca çocuğun, gencin varlığını, tatilini nitelikli sürdürebileceği alan ve olanaklara ihtiyaç var. Türkiye yaşam kalitesi bakımından dökülüyor.

Bu durumda okul süresinin kısaltılması tartışılması hiç de uygun değil, o tartışmaya da bir gönderme olsun.

Öğrenmeye uygun sokaklar, öğreten şehirler

Örgün öğretim okulda da esas pek çok uyaranla bizzat yaşamın içinde karşılaşıyoruz. Sokaklarımızın, şehirlerimizin öğrenen, öğreten mekanlara ve alanlara dönüşmesi gerekiyor. Okuldan öte daha büyük sorunumuz yaşam alanlarımızın yaşamaya ve gelişime uygun olmaması.

Sözün özü: Ara tatiller olmalı, şehir olanakları artırılmalı

Ara tatiller çocukların sıkılma ve motivasyon düşmelerinin yeniden nefeslenme ve oluşturulması bakımından önemli. Öğretmenin de nefeslenmesi ve yeniden toparlanması bakımından olumlu sayılır.

Sorun ara tatilde değil daha ötesi yaz tatili de dahil şehirlerimizin yaşamaya öğrenmeye uygun olmamasında. Daha büyük politikalara ihtiyaç var. Çalışan ailelere, yoksullara çok daha fazla olanak sunulması gerekiyor. Sorun çok daha makro politikalarda.

Bakanlığın açıklaması da aslında sorunun makro yönünün itirafı durumunda. Yani insani toplumsal hiçbir boyutta gerekli asgarileri sağlamıyoruz itirafı. Yaşanabilir şehirler oluşturamadık itirafı. Sınıfsal zümrevi ayrışmaları daha da derinleştirdik itirafı. Çalışana sahip çıkmıyoruz, özlüklerini sağlamıyoruz itirafı.

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —