İfral TURGUT

Tarih: 18.12.2025 19:30

RIFAT ILGAZ

Facebook Twitter Linked-in

 

 

Rıfat Ilgaz’ın anıları, geçmişi eleştirel bir sorumlulukla ele alır.    Susarak değil yazarak; korkuyla değil mizahla direnmiştir. Bu yönüyle onun anıları, yalnızca edebiyatımızın değil, düşünce tarihimizin de temel metinleri arasında yer alır.

Sınıf “adlı şiir kitabı yayımlandığında öğretmendir. Kitap, yoksul halkın ve öğrencilerin dünyasını anlattığı için “komünizm propagandası” sayılır ve öğretmenlikten uzaklaştırılır. Ilgaz bunu şöyle açıklar. “Öğrencilerime anlattığım hayatı şiire dökünce suçlu oldum.”

Genç yaşta vereme yakalanır. Uzun süre sanatoryumda kalır. Resmen yoksuldur, ilaç bulmakta zorlanır. Ama o hala yazıyordur. Bir dostu ona, “Yahu biraz dinlen. İyileşince yazarsın,” deyince Ilgaz, “Yazmazsam iyileşemem ki,” diye cevap verir. Yazmak, onun için edebî bir tercih değil, yaşamanın anlamıdır.

Kapı çaldığında, gelenin misafir mi polis mi olduğunu düşünür hep. Bir gün gerçekten misafir beklerken kapı çalınır, Eşi fısıldar, “Rıfat, normal çalıyorlar.” Bu cümle, onun belleğinde yer eder. Çünkü polis kapıyı “normal” çalmaz. Bu küçük ayrıntı, dönemin psikolojik baskısını bütün çıplaklığıyla anlatır.

Hababam Sınıfı, sanıldığı gibi hayal ürünü değildir. Ilgaz, öğretmenlik yaptığı okullardaki ezberci eğitim, baskıcı disiplin ve öğrencinin aşağılanmasını hicveder. Ama kitap ilk yayımlandığında eğitimcilerden büyük tepki alır. “Eğitimi küçük düşürüyor,” denir. Ilgaz’ın cevabı nettir: “Ben eğitimi değil, eğitimsizliği anlattım.”

 

Aziz Nesin’le aynı dönemlerde tutuklanır. Cezaevinde bile mizahı bırakmazlar. Bir gardiyan, onları ciddiyetle uyarır, “Burada gülmek yasak gibi bir şey.” Ilgaz, gülümseyerek,  “Biz gülmezsek burası daha tehlikeli olur,” der. Bu, Ilgaz’ın mizah anlayışının özüdür:
 

Öğretmenlikten uzaklaştırıldığında, en çok öğrencilerinden haber alamadığına üzülür. Yıllar sonra eski bir öğrencisi onu sokakta tanır, “Hocam, bize düşünmeyi öğretmiştiniz.” Ilgaz bu anı için şunu yazar: “Beraat belgem bu cümleydi.”

 

Ünlü olduktan sonra da hayatı değişmez. Mütevazı bir ev, sade bir yaşam.Bir gazeteci sorar, “Bu kadar baskıdan sonra pişmanlığınız var mı?”Ilgaz’ın cevabı kısa ve nettir:

“Yazdıklarımdan değil, yazamadıklarımdan korkarım.”

 
Rıfat Ilgaz kahraman olmaya hiç çalışmadı. Zaten onu asıl büyük yapan da tam bu ruh halidir. O yaşadıklarını, başına gelenleri başına gelenleri büyütmedi ama yaşananların küçülmesine de izin vermedi. Acılarını destanlaştırmadı. Hapishaneyi, hastalığı, yoksulluğu anlatırken bile kendini merkeze koymadı. Çünkü onun için, acı kişisel bir erdem değil, baskı toplumsal bir sorundu. Bu yüzden “mağdur” ya da “kahraman” rolünü kabul etmedi.

 

Duruşu, bağırmadan karşı çıkmak, öfkelenmeden eleştirmek, yücelmeden direnmekMizahı da bu yüzden Yüksek sesle konuşmak yerine, gülümseyerek düşündürmeyi tercih etti.

 

Kastamonu/Cide'deki evi  Kültür Sanat Müzesi haline getirildi. Sarıyer Belediyesi, 2017 yılında  Rıfat Ilgaz Kültür Merkezini açtı. Beylikdüzü Belediyesi de Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi içerisinde   Rıfat Ilgaz Eğitim Tarihi Müzesini açtı. Katkısı olan herkes sağ olsun.

 

YANİ…RIFAT HOCA HALA EĞİTİM VE ÖĞRETİME DEVAM EDİYOR.   


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —