Anadolu Yıldızlar Ligi projesi
SPOR 19.03.2015 00:03:29 0

Anadolu Yıldızlar Ligi projesi

Anadolu Yıldızlar Ligi projesi

masa_tenisi-sampi_adana (2)Anadolu Yıldızlar Ligi projesi oluşturuldu. Adana masa tenisi il temsilcisi Ömer Taşkıran Anadolu yıldızlar ligi hakkında bilgi verdi:

'Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından organize edilen ve Anadolu Yıldızlar Ligi adı altında oluşturulan lig başladı. Sporun tabana yaygınlaştırılması, daha fazla müsabakanın yapılması, kulüplere ve milli takımlara alt yapı oluşturulması, ulusal düzeyde sürdürülebilir yetenek takip sistemi oluşturulması gibi hedefler doğrultusunda Anadolu Yıldızlar Ligi projesi oluşturuldu. Adana Masa Tenisi takımı erkek ve bayan takımı Isparta ilinde yapılan çeyrek final müsabakalarında grup 1. Olarak yarı finale yükseldi.21-22 Mart 2015 tarihinde Eskişehir’de yapılacak Yarı final müsabakalarında takımımıza basariler dileyerek Masa tenisi branşına her turlu desteği veren il müdürümüze   teşekkür ediyoruz'
Sporcular; Yağmur konur, Aleyna sakin, nisanur kabakci, fatma nur kabakci, saim utku koca, arda isik, furkan kabakci, utku caberoglu
Antrenorler:mustafa gumuslu,tuncay bozkurt,suleyman cullu

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°