ANAVARZA ANTİK KENTİNDE 250 METRELİK BİR SÜTUNLU CADDE AÇIĞA ÇIKTI
Manşet Haber 30.11.2019 11:52:03 0

ANAVARZA ANTİK KENTİNDE 250 METRELİK BİR SÜTUNLU CADDE AÇIĞA ÇIKTI

ANAVARZA ANTİK KENTİNDE 250 METRELİK BİR SÜTUNLU CADDE AÇIĞA ÇIKTI

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Fen edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Öğretim Üyesi F. Fatih Gülşen ve Alpaslan Türkeş Üniversitesi (ATÜ) Mühendislik Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Rozelin Aydın’ın düzenleme kurulu başkanlığında “1. Anavarza (ANAZARBOS) sempozyumu” düzenlendi.
Çukurova Kalkınma Ajansı Kongre Salonu’nda gerçekleşen sempozyum saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı.
Sempozyumun açılışında konuşan Doç. Dr. Fikret Fatih Gülşen, sözlerine sempozyumun gerçekleşmesinde emeği ve katkısı olan tüm kurumlara teşekkür ederek başladı. Doç. Dr. Gülşen, “13 farklı kurumdan 26 bilim insanı Anavarza ile ilgili yıllara dayalı çalışmalarını toplam 5 oturumda 20 farklı bildiri ile sunacaklar. 1.Anavarza sempozyumu bir antik kent için yapılan tematik sempozyumlardan birisidir. Bir kentin her yönüyle çalışılmasını gerektiren büyük emek, gayret ve araştırmaların neticesinde ortaya çıkartılan böylesine özel bir sempozyumu kazıların başlangıcının henüz ilk yıllarında gerçekleştirmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz.” dedi.
Doç. Dr. Gülşen bir sonraki sempozyum hakkında da bilgi vererek, 2. Anavarza Sempozyumu’nun uluslararası nitelikte 40 yerli 10 yabancı olmak üzere toplam elli bilim insanının katılımı ile üç gün süreceğini belirtti. Doç. Dr. Gülşen, “20 bildiri metni şubat ayında hakemli ve uluslararası alanlarda taranan nitelikli bir yayınevinde sempozyum bildiri kitabı olarak yayınlanacak.” ifadesini kullandı.[caption id='attachment_116493' align='aligncenter' width='660'] DCIM100GOPROG0022810.[/caption]
250 Metrelik Bir Sütunlu Cadde Açığa Çıktı
Adana İl Kültür ve Turizm Müdürü Sabri Tari, “6 yıllık kısa bir dönemde 250 metrelik bir sütunlu caddenin açığa çıkarılması amfi tiyatronun ve kazıların yapılması çok önemli. Koruduğumuz bu kültürel mirasın yaşatılması ve insanlara sunabilmek için de o alt yapının sağlamlaşması ile ilgili bazı çalışmalar yaptık. Anavarzanın yolunun ve karşılama ünitesinin yapılması, oraya giden vatandaşlarımız için rahat bir gezi geçirmelerine neden oldu. Bu nedenle emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” dedi.
Antik Kentlerin En Önemlisi Anavarza Antik Kenti
Adana Vali Yardımcısı Ferhat Burakgazi de, yenilmez şehir olarak bilinen ve Helenistik Roma, Bizans, Sasani ve Osmanlı medeniyetlerine ev sahipliği yapan Anavarza Antik Kentini tüm yönleriyle ele alınıp değerlendirileceği bu sempozyumun büyük bir önem ve anlam ifade ettiğini vurguladı. Vali Yardımcısı Burakgazi, “ilimiz sınırları içerisinde bulunan pek çok kültür varlığı ve antik kentler içinde en büyük ve en önemli olanların başında hiç kuşkusuz Anavarza Antik Kenti gelmektedir. Sempozyuma katılan ve sunumları ile bizleri aydınlatacak olan tüm değerli akademisyenlerimize teşekkür ediyor sempozyumun başarılı geçmesini diliyorum.” şeklinde konuştu.


https://www.trthaber.com/haber/kultur-sanat/anavarza-antik-kenti-ile-tarihe-yolculuk-378896.html

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°