(MEB andımızı anaktonik( tarihle uyuşmaz) bulduğu için yasaklamış.)
John Dewey… Doğumu 1859. Vermont Üniversitesini bitirdikten sonra, John Hopkins Üniversitesi’nde doktora yaptı. Felsefe, psikoloji ve pedagoji alanları üzerine çalışmalar yaptı. Çok yönlü bir filozof ve eğitimci olarak dünyanın değişik ülkelerinde gezi ve incelemelerde bulundu.
Dewey için eğitim sosyal bir olgu, okul sosyal bir kurum, küçük bir toplumdur. Okullar demokrasinin yaşanmasına ve yaşatılmasına ön ayak olmalıdır. Birey önce okulda toplumsallığı yaşamalıdır ki, bulunduğu topluma uyum sağlasın. Okul yapay bir öğrenme ortamında, sadece öğrenmeye odaklanmış öğretmen ve öğrenciden ziyade, öğrenci merkezli, doğal bir öğrenme ortamı olmalıdır. Öğrenme ancak yaparak ve yaşayarak gerçekleşir.
O’na göre eğitim, demokratik olmalıdır. Demokrasi, diğer ortak yaşam ilkelerine karşı bir alternatif değil, toplumun yaşam düşüncesinin bizzat kendisi özgür ve zenginleştirici bir yaşam birlikteliğinin ismidir.
Her eyleminin rehberi bilim ve akıl olan Atatürk,1924 yılında onu Türkiye’ye davet etti. Türk Eğitim Sistemi üzerinde araştırmalar ve gözlemler yaptı. Yazdığı raporlar o dönem eğitim programları oluşturulurken dikkate alındı.
John Dewey 1945 yılında ülkemize tekrar geldiğinde ANADOLU AYDINLANMASI şaha kalkmıştı. Köy Enstitüleri UNESCO tarafından dünyaya örnek eğitim modeli olarak gösteriliyordu. Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nü inceledi ve sonra, İngiltere ve Amerika’daki konuşmalarında hep şu cümleyi tekrarladı. “Benim düşlediğim okullar Türkiye’de köy enstitüsü olarak kurulmuştur. Tüm dünyanın bu okulları görüp eğitim sistemini, Türklerin kurduğu bu okulları göz önünde bulundurarak yeniden yapılandırması isabet olacaktır.”
Ama…

• Buradan yetişen aydınlık yüzlü öğretmenler, köylerin kanaat önderleri, yobaz imamların hegemonyasını kırmış, safsatalarını birer birer çürütmüştü.
• Aydınlanmaya başlayan köylüler ağalara biat etmemeye başlamışlardı.
• Feodalite can çekişmek üzereydi.
• Öğrenciler ANDIMIZI göğüslerini gererek, inanarak okuyor, içtikleri anda sadık kalmak için çırpınıyordu.
• Başta ağaların ağası Kinyas Kartal olmak üzere Doğulu ağalar, Demokrat Partiyle anlaşarak, Köy Enstitülerinin kapatılması şartıyla oylarını D.P’ye verdiler ve Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri bu okulları kapattı ve yerine İmam Hatipleri açtı.
• Şimdi onların artıkları, eğitimi yok ettiler, tabuta son çiviyi çakmaya hazırlanıyorlar.
HAMDOLSUN…
• ŞİMDİ ARTIK DİNDAR VE KİNDAR NESİLLER YETİŞTİRİYORUZ.
• İNANMAZSANIZ ÜLKEYİ KAÇA BÖLDÜĞÜMÜZE BAKIN.
• ÇOCUKLARIMIZ İMAM HATİPE GİTTİĞİ İÇİN TİNERCİ DE OLMUYOR.
• YURTLARDA SAPIKLARIN TECAVÜZÜNE UĞRASA DA BİR KEREDEN BİR ŞEY OLMADIĞI İÇİN ENDİŞELENMİYORUZ DA..
• KIZLARINIZIN MESLEK EDİNMESİ DE ŞART DEĞİL; NASIL OLSA, TECAVÜZCÜLERİ ONLARA NİKAH KIYIYOR.
• İSTANBUL ANLAŞMASINA NASIL GİRDİYSEK, ÖYLE DE ÇIKARIZ. KİME NE? HAYDİ HAYIRLARA VESİLE OLSUN.