ANIZ YAKMAK, OTORİTEYE MEYDAN OKUMAKTIR

ANIZ YAKMAK, OTORİTEYE MEYDAN OKUMAKTIR


Adana günlerdir duman ve sis bulutu içinde, kapı pencere açamıyoruz. Balkonlarımız, evlerimiz, odalarımız adeta çevre düşmanlarının organize saldırısı altında. Bu çete hayat hakkımıza hatta nefes almamıza kadar müdahale ediyor. Taammüden, planlı ve organize bir biçimde çevreye, insanlara karşı suç işliyorlar. Bunu yapan kişilerin doğayla, toprakla haşır neşir olan kişiler olması gerekirken ikinci, üçüncü ürün derken bu insanlar adeta gözü dönmüş bir doğa katliamcısına dönüşüyorlar.
Her suçlu gibi kendilerini rahatlatacak bahanelerde hazır. Gübre maliyetleri yüksek, yakıt bedeli yüksek gibi bir dizi bahane dinliyorsunuz. Sevgili kardeşim bende aynı ülkede yaşıyorum. Su parası yüksek, ev kirası yüksek, elektrik, ulaşım pahalı, benimde kredi kartları borçlarım var, devlet bana destekleme parası da ödemiyor. Sen benim bir şey yaktığımı, milyonlarca insanın yaşam hakkına tecavüz ettiğimi gördün mü? Senden başka dertli yok mu bu ülkede. Bu bahaneler sana insan ve çevreyi yok etme hakkını veriyor mu? Dekar başına 42 Tl mütevazı cezamı paşalar gibi öderim, yakarım da, zehirlerimde mi diyorsun. Üstelik birde devlet sonrasına seni ödüllendirir birde destek parası da öder.
Peki, vatandaş olarak yaşadığım çevreye, sağlığıma kasti olarak tehditte bulunan bu zorbalara karşı kime güveneceğim. Kime sığınacağım. Kimden adalet bekleyeceğim. Bu planlı eyleme dur demek görevi de yetkili kamu otoritelerinin değil midir? Bu şehir toz duman altındayken, nefes alınamazken, evlerde kapı pencere açılmazken kamu otoritesinin görevini yaptığını söyleme şansımız var mıdır? Maalesef yoktur.
Her yıl tekrar eden bu trajedide mücadele etmesi gereken kurumlar da yıllardır aynı mazeretlerin ardına sığınmaktadır. Anız yakma faaliyeti genelde Jandarma bölgesinde gerçekleşiyor ve faillerinin bulunması güç oluyor. Yasağa rağmen yakanlara suçüstü yapılamıyor. Yakımlar genelde tatil günleri oluyor. Bizde tatilde oluyoruz. Her tarlaya bekçi koyma şansımız yok gibi sözde bahaneler duyuyoruz. Yetkili ve görevliler adeta aman biraz daha oyalayalım 10-15 günde yakarlar nasılsa biter ve geçer yaklaşımıyla görmezden gelerek hareket ediyorlar. Kısaca mücadele konusunda samimi değiller.
Bu suçu işleyenlerin suç mahalli önceden bellidir. Bu suçun işleneceği zaman dilimi önceden bellidir. Bu suçu işlemesi olası kişilerin isimleri, yerleri önceden bellidir. Bu suçtan sabıkalı olanların hepsi bilinmektedir. Bu kadar elinizde sağlam veriler varken kalkıp bu sorunu çözememe bahanesi ardına sığınanlar halkın sağlığına dönük kasti bir saldırıya karşı halkını koruyamıyor demektir. Görev ihmali ya da kasıt mevcuttur. En iyimser ifade ile mevcut olayla mücadele etme arzusu ve iradesini taşımıyorlar demektir.
Anız yakmak devlete meydan okumaktır. Anız yakmak vatandaşın yaşam hakkına kasıtlı saldırmak demektir. Bu meydan okumaya boyun eğen kamu otoritesi her şeyden önce halkın güvenini kaybeder. Eğer bu şehirde kamu otoritesi varsa gereğini yapar.
Yoksa sağlığımız yine önce Allah’a sonrada Türk hekimlerine emanettir.

İsmail GÜNEŞ

27.08.2016 12:13:50

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI