ANIZ YANGININA UYDULU VE HELİKOPTERLİ ÇÖZÜM
SİYASET 3.09.2016 14:29:30 0

ANIZ YANGININA UYDULU VE HELİKOPTERLİ ÇÖZÜM

ANIZ YANGININA UYDULU VE HELİKOPTERLİ ÇÖZÜM

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Adana Milletvekili Prof. Dr. Mevlüt Karakaya, başta Adana olmak üzere tüm Çukurova’da yoğun şekilde insan ve çevre kirliliğine neden olan anız yangınlarına karşı uydu takip sisteminden yararlanılabileceğini ve anlık müdahale için helikopterlerin kullanılabileceğini gündeme getirdi.

Adana ve çevre illerde sıcaktan bunalan vatandaşların Yaz aylarında ayrıca en çok şikayetçi olduğu anız yangınlarını Meclis gündemine taşıyan MHP Genel Başkan Yardımcısı Adana Milletvekili Prof. Dr. Mevlüt Karakaya, tüm canlı varlığının yaşamını olumsuz etkileyen sorunun çözümüne dair bazı önerilerde bulundu. Karakaya, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik tarafından cevaplandırılması talebiyle yazılı soru önergesi verdi.

GECİKMEDEN TEDBİR ALINMALI

Barındırdığı nüfus ve Çukurova’nın merkezi konumunda olması nedeniyle bu sorunu en ağır şekilde yaşayan illerin başında Adana geldiğine vurgu yapan Karakaya “Toprağın bir sonraki ekime daha kolay hazırlanması amacıyla, yasak olmasına rağmen yapılan anız yakma işlemi, insan ve diğer canlıların sağlığını olumsuz etkilemektedir. Kent üzerine yoğun kurum bırakan, oluşan dumanla uçakların iniş-kalkış güvenliğini tehlikeye atan, aynı zamanda sayısız mikroorganizmaları yok ederek toprağın verimini de düşüren anız yangınlarının mutlaka önlenmesi gerekmektedir. Bunun için gecikmeden bir dizi tedbirin tatbikata konması yerinde olacaktır.” İfadesini kullandı.

EĞİTİM, TEŞVİK, CEZAaniz

Bir dizi önerilerde bulunan Karakaya “Çiftçilerin bilinçlendirilmesi, anız toplama ve saman yapma makinelerinin teşvik edilmesi, ayrıca maddi ceza miktarlarının artırılması önemlidir. Yangınlara anında ve etkili bir müdahale sisteminin kurulabilmesi için uydu takip sisteminin çalıştırılması, yüksek kulelerden gözetleme yapılması ve yangın helikopterleri ile olaya anında müdahale edilmesi gerekmektedir.” dedi.

ÇELİK’E YÖNELTİLEN SORULAR

MHP Genel Başkan Yardımcısı Adana Milletvekili Prof. Dr. Mevlüt Karakaya, Bakan Faruk Çelik’e şu soruları yöneltti:

“Anız yangınlarının önlenmesi hususunda uygulanan tedbirler nelerdir? Çiftçilerin eğitilmesi, maddi ceza miktarlarının artırılması, anız toplama ve saman yapma

makinelerinin teşvik edilmesi hususunda hangi uygulamalar hayata geçirilmiştir?

Anız yangınlarının uydulardan ve gözetleme kulelerinden takip edilmesi suretiyle

yangınlara helikopterle müdahale edilebilmesi için yürütülmekte olan projeleriniz var mıdır?”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°