ANTİDEPRESAN İLACI V E KULLANIMINDA UYARILAR
EKONOMİ 28.02.2018 20:23:57 0

ANTİDEPRESAN İLACI V E KULLANIMINDA UYARILAR

ANTİDEPRESAN İLACI V E KULLANIMINDA UYARILAR

Antidepresanların bilinçsiz ve yanlış kullanımının çok önemli ve hayati sonuçlar doğurabileceğini vurgulayan Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu durumun antidepresanlardan değil yanlış ve bilinçsiz kullanımdan kaynaklandığına dikkat çekiyor. Prof. Dr. Tarhan, “Yanlış kullanım sonucu ortaya çıkan durumları antidepresanlara fatura etmek son derece zihinsel bir çarpıtmadır” diye konuştu.
Üsküdar Üniversitesi Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, son dönemlerde medyada yer alan antidepresan kullanımıyla ilgili tartışmalara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Depresyon, ciddi bir hastalık
“Depresyon hastalığı bütün dünyada artıyor, bu bilinen bir gerçek” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Dünya Sağlık Örgütü, 2020 yılında önlem alınmazsa dünyanın en önemli sağlık sorunu olacağı uyarısında bulunuyor. Depresyonda duyu yitimi yapan bir durum ortaya çıkıyor. Hastalık ölüme yol açmıyor ama kişileri çalışamaz hale getiriyor. Kişinin işlevselliğini bozuyor, fonksiyonsuz hale getiriyor. Bu nedenle çok daha büyük bir risk taşıyor. Son günlerde yer alan tartışmalarda bir bilgi çarpıtması söz konusu. Şöyle bir söz vardır; ‘En tehlikeli yalan abartılmış doğrulardır’ diye. Burada antidepresanlar peynir ekmek gibi kullanılıyor demek doğru. Benim halamın oğlu antidepresanlar yüzünden öldü demek ise kanıtsız konuşmak. Bir bilim kadınına yakışmayacak bir durum var ortada. Söylenenlerin kanıta dayanması gerekiyor. 99 araştırma olumlu sonuç verir bir araştırma bu sonuca uymazsa o araştırmayı alıp kesin kanıt diye sunmak algıları bozar. Tıpkı şeker şurubu kokain kadar zararlıdır demek gibi. ” diye konuştu.
İlaç kanıt düzeylerini belirleme çalışmaları yıllarca sürüyor
Antidepresan ilaçların piyasaya çıkmadan önce çok detaylı inceleme ve araştırmalardan geçtiğini, ilaç kanıt düzeylerinin belirlenmesi için yapılan çalışmaların yıllarca sürdüğünü belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları söyledi: “Antidepresanlar çıkmadan önce birinci faz çalışmalar yapılır, hatta faz öncesi çalışmalar yapılır. Daha sonra hayvan deneyleri yapılır. Hayvan deneylerinden sonra sağlıklı gönüllüler üzerinde denenir. Bu da yeterli değil, hasta gönüllüler üzerinde denenir. Bunlar denendikten sonra artık üçüncü faza geçilir. Bundan sonra piyasada kullanılırken etkisine bakılır. Bir ilaçla ilgili tüm bu aşamalar 15-20 sene sürüyor. Bu süreç içerisinde bazı yayınlar oluyor, bu konuda 95 olumlu yayın var, 5 olumsuz yayın varsa o 5 bilgiyi alıp 95 bilginin yerine koymak son derece hatalı bir bakış açısı.”
Antidepresanların kanıt düzeyi yıllarca süren çalışmalarla belirleniyor
Antidepresan ilaçlar için kanıt düzeyinin de çeşitli aşamalarla belirlendiğini ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Birinci alt seviyede kanıt vardır. Klinik olgular vardır, şu ilacı kullandım, bu kişiye iyi geldi der, herkes bunu yayınlar. Daha sonra bu klinik seri haline gelir onlarca kişi üzerinde uygulanır, bu da yeterli değildir. Daha sonra klinik araştırmalar yapılır: Açık ölçekli, plasebo kontrollü çift yön çalışmalar yapılır. Bu çalışmalarla bu ilacın, maddenin ya da bitkinin işe yarayıp yaramadığına bakılır. Eğer oradan da olumlu çıkarsa daha geniş ölçekli daha büyük çalışmalar yapılır. Ondan sonra meta analizler oluşur, 4 bin kişilik. Artık kanıt düzeyi yükselmiştir denir” diye konuştu.
Genelleme yapmak son derece sakıncalı
Antidepresanların 30-40 yıl önce ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Antidepresanlar boşuna kullanılıyor. Antidepresanlar işe yaramıyor demek doğru değil. burada abartılmış doğru diyebileceğimiz yalan var. Birkaç örnek vakadan hareketle genelleme yapmak son derece sakıncalı' dedi.
Antidepresan kullanımı kişiye özel olmalı
Doktor önerisi olmadan eş dost tavsiyesiyle antidepresan kullanımının yanlışlığına da dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kişiye özel tedavinin önemini vurguladı. Prof. Dr. Tarhan, şunları söyledi: “Depresyon bir beyin hastalığıdır. Depresyon kişinin beynindeki kimyasal iletimin bozulmasıyla ilgili bir hastalık, bu sadece serotoninle ilgili değil. 10’a yakın kimyasal sorumlu tutuluyor. Birisi olmazsa nöroadrenalin oluyor, dopamin oluyor, endorfin oluyor. Birçok kimyasalların rolü var beyindeki. O nedenle şimdi kişiye özel tıp üzerinde duruluyor. Precision Medicane olarak geçiyor. Mükemmel tıp bulunmaya çalışılıyor. Kişiye özel tedavi, o kişinin bireysel ihtiyaçlarına göre, genetik profilini çıkarıyoruz. Genetik profiline göre en doğru, en uygun, doğru doz, doğru ilaç, doğru süreyi tayin etmeye çalışıyoruz.”
Yanlış kullanımın sonuçlarını antidepresana fatura edemezsiniz
Bunlar yapılmadan, tanıdıkların tavsiyesiyle rastgele ilaç alınırsa hayati derecede yan etkilerin oluşabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Üç antidepresanı bir arada alan kişinin beynindeki serotoninler aşırı artar, kişi maniye girebilir. Kişide ölüm düşünceleri oluşmaya başlayabilir. Kişide intihar düşünceleri oluşabilir. Bunların hepsi antidepresanların yanlış kullanılmasıyla ilgili. Antidepresan kullanımıyla değil. Yanlış kullanım sonucu ortaya çıkan durumları antidepresanlara fatura etmek son derece zihinsel bir çarpıtmadır. Son derece yanlış bir davranıştır. Toplumu yanlış etkileyecek bir durumdur. Antidepresanlar kimyasal silah gibi ilaçlardır, hastalığı yok etmek için üretiliyor. Bu silah yanlış kullanılırsa rastgele kullanılırsa tabii ki bir bedeli olacaktır. Bu nedenle ilaçları evlerde rastgele kullanım ciddi risklidir ve tehlikelidir” uyarısında bulundu.
Doktor kontrolünde kullanılmalı
Antidepresan ilaçların doktor kontrolünde bırakılması gerektiğine de dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Hekimler olarak ilacın türüne göre ilaç kesmede çapraz yöntemler vardır. Bunun yerine geçecek ilaç konulur, biri azaltılırken diğeri artırılır. Genellikle en çok kullanılan yöntem budur. Bu, kişinin bireysel ihtiyacına göre, vücudun ihtiyacına göre, yan etkilerine göre verilir. İlacı alırsa kazanacağı, kaybedeceği şey, almazsa kazanacağı ve ya kaybedeceği şey, ona bakılır. Eğer almazsa kaybedeceği şey daha fazlaysa, risk yönetim, yapılır. O riskler takip altına alınır. Bu nedenle ilaçlar kademeli bir şekilde bırakılmalıdır. İlaçlar aniden bırakılırsa ribaund etki dediğimiz, geri tepme gibi başka yan etkiler ortaya çıkıyor. Sonuçta bu ilaçlar bıçak gibidir. İyi kullanılırsa ekmeği keser, yanlış kullanılırsa adamı yaralar” diye konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°