AOSB GENÇLİK KOŞUSU YAPILDI
Manşet Haber 23.05.2022 20:23:02 0

AOSB GENÇLİK KOŞUSU YAPILDI

AOSB GENÇLİK KOŞUSU YAPILDI






Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) Müdürlüğü tarafından 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ruhunu yaşatmak, gençler ile bağı canlı tutmak amacıyla bu yıl ilk kez “AOSB Sanayi Gençlik Koşusu” düzenlendi.









5 kilometre Halk Koşusu ve 10 kilometrelik kadın ve erkek maraton koşusuna Bölge Müdürlüğü çalışanları, sanayiciler ile çalışanlarının yanı sıra yabancı ve ferdi sporcular katıldı. Kadınlarda Burcu Çinçin, Şenay Çiçek ve Bahar Özacar, erkeklerde ise Moses Too, Koray Het ve Hamit Ökter ilk üç dereceye girmeyi başardı  10  kilometrelik genel klasmanda, dereceye giren ilk 3 erkek ve ilk 3 kadın yarışmacıya ödülleri ve kupaları  AOSB Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütcü ile Denetim Kurulu Üyesi Ergin Turan tarafından verildi.









Bu yıl ilkini düzenledikleri yarışmaya yoğun katılımdan dolayı konuklarına teşekkür eden AOSB Başkanı Bekir Sütcü, sadece dereceye girenleri değil, yarışmanın tüm katılımcılarını tebrik etti.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°