Arıkan görevine başladı
Manşet Haber 10.06.2013 15:12:57 0

Arıkan görevine başladı

Arıkan görevine başladı

Çukurova Üniversite Balcalı Hastanesi’nde bel fıtığı ameliyatı olan Çukurova Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan yeniden görevine başladı.

arikan_makamGeçtiğimiz hafta Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi’nde Beyin Cerrahi Anabilim Dalı tarafından bel fıtığı ameliyatı gerçekleştirilen Çukurova Belediye Başkanı Yıldıray Arkan bu sabah  görevine başladı. Hastanedeki tedavisinin ardından yaklaşık bir hafta evinde dinlenen Yıldıray Arıkan, belediye binasında personeli tarafından alkış ve çiçeklerle karşılandı.

Ameliyat sonrasında kısa sürede toparlandığını belirten Başkan Arıkan, “Sağlık durumumla ilgili yalan yanlış haberler yapıldı. Ancak, çok şükür Balcalı Hastanesi’nde son derece başarılı bir bel fıtığı ameliyatı sonrasında eski sağlığıma tekrar kavuştum. Yaşadığım sağlık sorunları nedeniyle görevimden ayrı kaldığım süre içerisinde her zaman desteklerini yanında hissettiğim değerli Çukurovalı ve Adanalı hemşerilerime çok teşekkür ediyorum. Benim bulunmadığım süre içerisinde arkadaşlarımız belediye hizmetlerini ve çalışmaları aksatmadan sürdürdü. Bugünden itibaren sanki ilk kez göreve başlıyormuş gibi, aynı heyecan ve şevkle değerli Çukurovalılara hizmete devam edeceğiz” dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

35.8° / 20.3°