Arsa Satılmadı, 526 bin Metrekare Kazandırıldı
Manşet Haber 7.03.2014 12:24:06 0

Arsa Satılmadı, 526 bin Metrekare Kazandırıldı

Arsa Satılmadı, 526 bin Metrekare Kazandırıldı

Adana Büyükşehir Belediyesi’nin Zihni Aldırmaz’ın başkanlık görevi yaptığı yaklaşık 3.5 yıllık dönemde meclis kararıyla 1 metrekare bile arsa satmadığı belirtildi.

Büyükşehir Belediyesi Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamada bu dönemde arsa satılmadığı gibi Büyükşehir Belediyesi’ne 526 bin metrekare arsa kazandırıldığı vurgulandı.

Adana Büyükşehir Belediyesi Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:

“Büyükşehir Belediyesi Zihni Aldırmaz’ın göreve geldiği 17 Haziran 2010 tarihinden günümüze kadar meclis kararıyla hiç arsa satışı yapmamıştır. Buna karşılık belediyemize 526 bin metrekare arsa kazandırılmıştır.

Büyükşehir Belediyesi aynı süre içinde İller Bankası’ndan proje kredisi olarak 223 milyon lira almış, bunun 158 milyon TL’sini kullanmış ve 60 milyon 348 bin TL de geri ödeme yapılmıştır. Alınan krediler asfalt için bitüm, kavşak ve yeni bulvarlar için kamulaştırma, kaldırım ve yol düzenlemeleri ile köprüler, spor salonları, alt geçitler ve muhtelif iş makineleri alımında kullanılmıştır.

İller Bankası’ndan alınan kredilerin tamamı belediye kasamıza girmeden direk müteahhitlere ödenmektedir. Bu paraların başka yerlerde kullanılması mümkün değildir. İller Bankası ve Büyükşehir kontrolörleri yapılan harcamaları denetlemektedir. Yanlış bir işlem yapılması mümkün değildir.

Belediyemize kazandırdığımız arsalar içinde Makine İkmal Tesisleri ile Asfalt Fabrikası’nın yeri iki çarpıcı örnektir. Bunun yanında yeni bulvar açmak için yapılan kamulaştırmalar vardır.

Başarıyı hazmedemeyenler borçlanarak tanıtım yapıldığını iddia etmektedir. Bu iddia gerçek dışıdır. Bu işin böyle olmadığını çok iyi bilmesi gerekenlerin kamuoyunu yanlış bilgilendirmesi doğru bir yaklaşım değildir. Kamuoyu geçmişte gerçekleşen borçlanmalar ve yapılan hizmetlerle şimdiki hizmetleri karşılaştırmalıdır. Büyükşehir Belediyesi geçmişe göre daha az borçlanarak 3 katı hizmet vermekte ve borcun geri ödemesini de gerçekleştirmektedir. Büyükşehir Belediyesi’nin hizmet çabası son güne kadar devam edecektir. Yapılan hiçbir yanlış propaganda da bu çabayı engelleyemeyecektir.”

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°