ARTIK BU SOLAN BAHÇEDE BÜLBÜLLERE YER YOK

ARTIK BU SOLAN BAHÇEDE BÜLBÜLLERE YER YOK






Faruk
Nafiz Çamlıbel… Büyük şair. Han Duvarları’nı bilmeyen var mı ki?





Bir
söz vardır: “Her şiir yazan şair değildir.” Zordur şair olmak ve hele şair ruhu
taşımak. Bir sevdiler mi severler. Bazen şuursuzca. Gözleri başka hiçbir şeyi
görmez, sevdiğinden başka. Unutmazlar hiçbir zaman. Yan yanayken bile özler
sevdiğini şair. Utangaçtır; söyleyemez özlediğini. Kimse duymasın ister
söyleyeceklerini. Bir de kıskançtırlar ki, sormayın. Bakmaya kıyamazlar.
Kıskanırlar kendi gözlerinden bile. Hatta…Bakar mısınız şu kıskançlığa:





Sakın bir söz söyleme... Yüzüme bakma sakın. 





Sesini duyan olur, sana göz koyan olur. 





Düşmanımdır seni kim bulursa cana yakın, 





Anan bile okşarsa benim bağrım kan olur...





Azize
Hanımla evlidir şair. İki çocukları var. Mutlu, sevecen, sıcak bir yuva. Ne var
ki Azize Hanım hastalanmıştır. Dostu, Alaattin Yavaşça’ya danışır. Yavaşça da
yakın zamanın ünlü besteci ve ses sanatçılarından, ama aynı zamanda, kadın
doğum doktoru ve bir hastanenin başhekimidir. İlk muayenesinden sonra keyfi
kaçar Yavaşça’nın. Bir şey söyleyemez dostuna.





-“Benim
bu konularda uzman bir hocam var. Bir de o görsün, ben pek emin olamadım,” der
ve alır Çamlıbel’i arkadaşına götürür.





Hocanın
teşhisi, Yavaşça’nınkiyle örtüşmüştür.Çok geçtir daha doğrusu. Hoca,





- “Alâeddin kardeşim, durum fena.
Göğüsten başlamış tüm koltuk altını sarmış kanser. Mutlaka vücudun başka
yerlerinde de metastaz yapmıştır. Bu hastayı hiçbir şekilde ameliyat etmek
istemem. Hekim olarak ilaçlar verip ömrünün son demlerini mümkün olduğunca
ağrısız geçirmesini sağlamaktan başka yapacağımız bir şey yok,” der.





Yıkılır Yavaşça. Böyle bir haber nasıl
söylenir ki? Aslında yüzlerce,belki de binlerce defa söylemiştir benzer
şeyleri. Ya sevdiğin bir insana söylemek… Çamlıbel eşinin üzerine titreyen, ona
delice sevdalı, kırılgan, duygulu bir adam. Dünyasını Azize Hanım üzerine kurmuş
onunla ve onun için yaşayan bir şair yürek. Nasıl denir, nasıl söylenir?





Bestekar,
koluna girer şairin.





-“Gel
biraz yürüyelim üstat,` der. Başlar bin dereden su getirmeye. Bir türlü
anlatamaz. Aslında anlatamadığı zanneder. Ama anlamıştır koca yürekli
adam. 





Susar şair, hiçbir şey söylemez. Bir
susuş ki feryattan daha büyük bir çığlık, çığlıktan daha büyük bir gök
gürültüsü. Yıkılır elbet.





Çok sürmez Azize Hanım’ın acıları.
Teşhis doğrudur. Ölüm son verir acılarına; arkasında dayanılmaz, hiç unutulmaz
acılar bırakarak. 





Haftalar
sonra tekrar gider Alaattin Yavaşça’ya, Çamlıbel. Omuzları düşük, avurtları
çökmüş, gözleri kan çanağı gibidir. Cebinden katlanmış bir kâğıt çıkartıp,
uzatır bestekara.





. “Bunu
yazdım. Bestelersen sevinirim,” der veçıkar gider.





VE
BESTELER ALAATTİN YAVAŞÇA HİCAZ MAKAMINDA





Artık  bu
solan bahçede bülbüllere yer yok.





Bir yer ki, sevenle, sevilenlerden eser yok.





Bezminde kadeh kırdığımız sevgililer yok.





Bir yer ki, sevenle sevilenlerden eser yok.





HAKSIZ MI? SEVDİĞİN ORADA DEĞİLSE;





  • BAHÇE
    DE, GÜL DE, BÜLBÜL DE NE İŞE YARAR. GÖZÜN GÖRMEZ, KULAĞIN DUYMAZ.
  •  AMA HİSSEDERSİN YA ONU, OLMASA BİLE. İŞTE O YETER ŞAİRE.


İfral TURGUT

28.03.2020 12:45:01

YAZARLAR


MHP İL BAŞKANI KANLI: 31 MART SEÇİMLERİ HALKIN MEVSİMSEL TERCİHİ"

ADANA’DAN DÜNYAYA SEVGİ, DOSTLUK VE BARIŞ MESAJI

SEYHAN NEHRİ ÜZERİNDE VOLEYBOL, TENİS VE KONSER

ANADOLU EMEKLİLER DERNEĞİNDEN DAYANIŞMA

YÜREĞİR BELEDİYESİ PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI’NDA

KAYIP ALTIN KEMER ŞAMPİYON GÜREŞÇİDE

ULUSLARARASI FOTOĞRAFLAR ADANA TEPEBAĞ’DA GÖRÜCÜYE ÇIKTI

ÇALIŞANLAR ARTIK ‘RUH SAĞLIĞI İZNİ’ DE ALIYOR!

ABB BAŞKANI MEZUN OLDUĞU LİSAYİ ZİYARET ETTİ

TEKİN: MUHTARLARIMIZLA HİZMET SÖZLEŞMESİ YAPACAĞIZ

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI’NDA REKOR MERT DEMİR KONSERİNDE

BU BESİNLER, ALZHEİMER VE PARKİNSON RİSKİNİ AZALTIYOR!

"YANGINDAN MAL MI KAÇIRIYORSUNUZ?"

DÜNYA SANAT GÜNÜ’NDE ÜÇ SANATÇIYA ÖDÜL

İLACA ERİŞİM ENGELLENEMEZ!

BİRİKTİRME HASTALIĞI BELİRTİLERİ!

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALINDA HER GÜN ETKİNLİK