Asansör Boşluğunda Öldü
Manşet Haber 17.04.2015 14:37:33 0

Asansör Boşluğunda Öldü

Asansör Boşluğunda Öldü

Yine Adana..Yine asansör kazası. En son asansör kazası yeni yılın ilk günü meydana gelmişti. Aynı aileden 4 kişi ile mobilya mağazası görevlisi yaralanmıştı. Ölüm haberi gelen Çukurova Dr. Aşkım Tüfekçi Hastanesi’nde, 12 Kasım 2014 tarihinde 11 kişi asansör kazasında yaralanmıştı.

Adana Çukurova Dr. Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi’nde  bu kez bir hasta asansör boşluğuna düşerek yaşamını yitirdi. Olay gece 00.30 sıralarında  Göğüs Hastalıkları Hastanesi binasındaki asansörde meydana geldi. Gaziantep’ten Adana’ya KOAH tedavisi için geldiği bildirilen 58 yaşındaki Mehmet Avan, gece bahçede sigara içmek üzere asansörü çağırdı.  3 katlı binanın 2’nci katında asansör kapısını açan Mehmet Avan boşluğa düştü. Ağır yaralanan Avan, yoğun bakımda yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı ve sabah saatlerinde yaşamını yirdi.

Adana’da daha önce Göğüs Hastalıkları Hastanesi olarak  hizmet veren ancak Sağlık Bakanlığı’nın tek çatı altında toplamasıyla Çukurova Dr. Aşkım Tüfekçi Hastanesi ile birleştirilen  F  Blok olarak adlandırılan binanın asansöründeki ölüm olayı üzerine soruşturma başlatıldı. Hastane asansörünün bir süredir bakımda olduğu öğrenildi. Asansörün bakımda olduğu dönemde meydana gelen olayın nedenleri araştırılıyor. Hastanede tedavi olan kişinin asansör boşluğuna nasıl düştüğünün de araştırıldığı, bu konuda asansörün bakımını yapan firmanın da sorşturulğu ifade edildi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°