“ASANSÖR PERİYODİK KONTROLLERİ BÜTÜN ÜLKEYİ KAPSAMALI”
Manşet Haber 24.10.2016 10:05:20 0

“ASANSÖR PERİYODİK KONTROLLERİ BÜTÜN ÜLKEYİ KAPSAMALI”

“ASANSÖR PERİYODİK KONTROLLERİ BÜTÜN ÜLKEYİ KAPSAMALI”

MMO Başkanı Ali Ekber Çakar, “Asansör Teknik Komitesi çalışmalarının işlevsel kılınmasını” istedi, asansörlerde denetim eksikliğinden kaynaklı can ve mal kayıpları ile standart dışı uygulamaların daha da artıracağı uyarısında bulundu
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) ve Makina Mühendisleri Odası’nın (MMO) birlikte düzenlediği “Yapı ve Asansör' ana temalı Asansör Sempozyumu ve Sergisi İzmir’de yapıldı.
MMO Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’ndeki sempozyumun açılışında konuşan MMO Başkanı Ali Ekber Çakar MMO’nun asansörler üzerine çalışmaları hakkında ayrıntılı bilgiler verdi. Çakar, sektör ve sorunları üzerine de şöyle konuştu:
“Sektördeki yetkili firma sayısı yaklaşık 2008 civarındadır. Sektörde istihdam edilen Makina Mühendisi sayısı ise yaklaşık 1.000’dir. Asansör periyodik kontrollerinin ne yazık ki bütün ülkeyi kapsamaması, mühendis istihdamındaki yetersizlik, meslek odalarının görev ve yetkileri, AB süreç ve standartlarının uyumlaştırılması, piyasa gözetim ve denetimi gibi konulardaki sorunlar ise sürmektedir. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TSE, Meslek Odaları, üretici firmalar, mühendisler, akademisyenler ve diğer kuruluşların, sürecin bütününde mühendis istihdamı ve meslek odalarının rolleri başta olmak üzere sağlayacağı aktif destek, bu sorunların çözümünde önemli bir rol oynayacaktır.”
Çakar, MMO’nun yaptığı asansör kontrolleri ile ilgili “Odamızın yaptığı kontrollerde; 2012 yılında asansörlerin yüzde 79’u, 2013 yılında yüzde 63,30’u, 2014 yılında yüzde 52’si, 2015 yılında yüzde 41’i; 2016 yılı ilk sekiz ayı itibarıyla da yüzde 36’sı kullanımı sakıncalı bulunmuştur.” dedi.
Son 19 yılda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından altı adet Asansör Yönetmeliği yayımlandığına dikkat çeken Çakar, “1995 tarihli Yönetmelik’te asansör imalat, montaj ve bakım firmalarının mühendis istihdam etmeleri ve bu mühendislerin Odalarından Büro Tescil Belgesi alması zorunlu tutulmuşken, yürürlükteki yönetmeliklerde bu konular boşlukta bırakılmıştır” eleştirisinde bulundu.
“ASANSÖR TEKNİK KOMİTESİ İŞLEVSEL KILINMALI”
Asansör Teknik Komitesi’nin çalışmalarının işlevsel kılınması gerektiğini hatırlatan Çakar: “Bazı çevreler olaya ticari boyutta yaklaşmakta, asansör firmalarında mühendis çalıştırılmasına ve Mühendis Odalarının mesleki denetim süreçlerinde yer almasına karşı çıkmaktadırlar. Bilim, mühendislik ve kamu denetimini dışlayan böylesi bir düzenleme, asansörlerde denetim eksikliğinden kaynaklı can ve mal kayıpları ile standart dışı uygulamaları daha da artıracağı gibi ulusal asansör sanayimizi de baltalayarak, sektörde hizmet veren yüzlerce mühendisin işten çıkarılmasına sebep olmaktadır” dedi.
Makina Mühendisleri Odası olarak böyle yanlış uygulamalara izin verilmeyeceğini hatırlatan Çakar, “Sektörle ilgili kalıcı ve sürekli çalışmaların gerçekleştirilmesi amacıyla kurulan Asansör Teknik Komitesi’nin çalışmalarının da işlevsel kılınması gerekmektedir. Merdiven altı firmaların haksız rekabet yaratarak sektöre zarar vermelerini önlemenin bir yolu da piyasa gözetimi ve denetimi mekanizmasıdır. Bu sektörde hepimizin bildiği çok yönlü sorunlar nedeni ile piyasa gözetimi ayrı bir önem arz etmektedir. Bu noktada ülke genelinde yaygın bir örgütlenme altyapısı bulanan Odamızın yetkili kılınmasına yönelik idari düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.” şeklinde konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°