Asayiş olayları azaldı
Manşet Haber 5.12.2012 12:43:42 0

Asayiş olayları azaldı

Asayiş olayları azaldı

Adana(Ulus)--Çukurova Gazeteciler Cemiyeti'ni (ÇGC) ziyaret eden Adana Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan, kentin gazetelerin 3'üncü sayfa haberleriyle gündemde yer almaması için mücadele ettiklerini söyledi. İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan, ÇGC Başkanı Cafer Esendemir ve Türkiye Gazeteciler Sendikası Adana Şube Başkanı Salim Büyükkaya tarafından cemiyet binası önünde karşılandı. Oldukça sıcak bir ortamda geçen ziyarete Başkan Esendemir’in yanısıra, 2.Başkan Salim Büyükkaya, Genel Sekreter Ömer Üney ile Yönetim Kurulu üyeleri Durmuş Ali Başkan ve Mustafa Özke de katıldı.

Adana'daki basın camiası hakkında Gürkan'a bilgi veren ÇGC Başkanı Cafer Esendemir, günlük yayın yapan 18 yerel gazete bulunduğunu belirtti. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti hakkında bilgi veren Başkan Esendemir, ÇGC’nin kamu yararına dernek statüsünde bulunan 5 gazeteciler cemiyetinden biri olduğunu, üyelerinin tamamının basın kartı sahibi olduğunu, ayrıca ÇGC’nin Türkiye Gazeteciler Federasyonu kurucu üyesi olduğunu belirterek, basın meslek ilkeleri konusunda hassas olduklarını dile getirdi.

Adana'da yerel basının çok güçlü olduğunu söyleyen İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ise polisin yaptığı çalışmalarla günde 30-35 kişinin bıçaklandığı kentte asayiş olaylarının azaldığını söyledi. Adana'daki 3'cü sayfa olgusunu kaldırmak için çalıştıklarını söyleyen Gürkan şöyle konuştu:'Adana'nın polisiye dahi olsa farklı yönleriyle anılmasını istiyoruz. Bunun son örneği futbol maçlarına alkollü seyirci almayışımız oldu. Bu, tüm kesimlerden destek gördü. Büyük spor kulüplerinin başkanları arayıp teşekkür etti. İlk derbi maçında bu sistemi uygulamaya koymak için çalışacaklarını söylediler. Zaten alkollü, cebinde satır taşıyan kişinin futbol maçında ne işi olabilir. Biz maçlara herkesin çocuğunu, eşini alıp gelmesini istiyoruz. Ancak başlattığımız uygulamayla iyi şeyler birbirini tetikliyor. Geçen pazartesi günü oynanan Adana Demirspor - Kartal maçında küfür yoktu. Maçlarda daha güzel şeyler olacak. Bunun için Spor Güvenliği Şube Müdürlüğü'nü de kurduk.'

KIŞ LASTİĞİ UYGULAMASI

Kent merkezindeki trafik sıkıntısının aşılması için neler yapıldığının sorulması üzerine Gürkan şöyle devam etti: 'Trafik sıkışıklığının çözümünde polisin payı yüzde 12'dir. Fiziki altyapı eksikliğinin yüzde 88'lik bir payı bulunuyor. İmkan yoksa polis çalışamaz. Bu sorunların aşılması için Kent Trafik Komisyonu ile çalışmamız var. Trafikte taraf olan herkesle birlikte çözüm aranacak. Kış lastiği ile ilgili gelen sorular var. Adana ve bazı ilçelerinde uygulanmaması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Uygulama sadece Feke, Saimbeyli, Tufanbeyli ve Pozantı için zorunlu hale getirilebilir. Ancak Adana'nın bu konuda farklı bir durumu var. Bu konuda neler yapılabilir, arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyor. Önümüzdeki günlerde bu konuda açıklama yapacağız.'

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°